SÖKE OLAY: Haberin Doğru Adresi
  • Anasayfa
  • Söke
  • Kuşadası
  • Aydın
  • Asayiş
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Spor
  • Eğitim
  • Sağlık
  • Yazarlar
  • İletişim
No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Söke
  • Kuşadası
  • Aydın
  • Asayiş
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Spor
  • Eğitim
  • Sağlık
  • Yazarlar
  • İletişim
No Result
View All Result
SÖKE OLAY: Haberin Doğru Adresi
No Result
View All Result
Anasayfa Eğitim

GENEL HATLARIYLA SÖKE TARİHİ

Hüseyin Işık editör Hüseyin Işık
18 Haziran 2022
kategori Eğitim, Görüşler, Haberler, Manşet, Söke, Sürmanşet, Yazarlar
0
GENEL HATLARIYLA SÖKE TARİHİ
0
Paylaşım
269
Görüntülenme
Share on FacebookShare on Twitter

15. YÜZYILDAN 20. YÜZYIL BAŞINA KADAR GENEL HATLARIYLA SÖKE TARİHİ

16. Yüzyıldaki Osmanlı idari taksimatında hukuki statü olarak bir köy olan Söke zaman içerisinde gelişerek 17. Yüzyılda kaza statüsüne yükselmiştir.

18. Yüzyılın ortasından itibaren Batı Anadolu’daki önemli yerel hanedanlardan birisi olan İlyaszade ailesinin idare ettiği şehir 19. Yüzyılın ortasında bölgede bir tür idari-mali merkezlerinden birisi olmuştur.

Bu çerçevede Tanzimat döneminin ürünlerinden olan ve Osmanlı tarihinde katılımcı yerel yönetim tarzının ilk uygulamalarından sayılabilecek Muhassıllık sistemine bağlı olarak Söke’nin çevresinde bulunan Balat, Germencik ve Bağarası gibi kazalar Söke’ye bağlanmıştır. Bu kazaları ise dönemin Söke Muhassılı olan İlyaszade Mehmet Bey’in vekilleri idare etmiştir.

20. Yüzyılın başında da gelişimini sürdüren Söke, Aydın Sancağı’nın içerisinde özellikle ekonomik faaliyetlerin yoğunluğuyla hemen her dönem öne çıkan bir kaza olarak varlığını sürdürmüştür.

Günümüzde Aydın’ın bir ilçesi olan Söke’nin tarihi geçmişinin MÖ 5000’lere kadar uzandığı iddia edilmektedir. Bu çerçevede Batı Anadolu’da pek çok uygarlığın yaşadığı göz önüne alındığında ilçe geçmişte pek çok medeniyetle hemhal olmuş olmalıdır. Bununla beraber Söke’nin Türk hâkimiyetine girmesi muhtemelen Aydınoğulları beyliğinin eseridir. II. Murat’la birlikte kesin olarak Osmanlı devletine dâhil olduğu düşünülen Söke’yle alakalı olarak 15. Yüzyıla ait Osmanlı kaynaklarında yeteri kadar bilgi yoktur. Bununla birlikte 1473-1477 yıllarına ait mufassal tahrir defterlerinde tekil olarak Söke’den bahsedilmese bile Ayasuluğ’a bağlı olan ve Söke’nin çevresinde bulunan 4 köydeki hane ve nüfus sayılarına dair çeşitli (Savcı/Savuca, Akçaşehir, Kemer, Kömenos) veriler mevcuttur. 1512 ve 1528-1530 yıllarına ait tahrirlerde ise Söke’nin bir “köy” olduğu ve Ayasuluğ’a bağlı bir yerleşim yeri olarak kaydedildiği görülmektedir. 16. yüzyılda Aydın ve Menteşe sancaklarından çıkarılan topraklarla bölgede Sığla adında yeni bir sancak ihdas edildiği herkesin malumudur. Sancağın teşekkülünden sonra 1575’de yapılan tahrirde Söke yine “köy” olarak mevcudiyetini sürdürmektedir. Ancak bu dönemde Söke köyünde 6 adet mahallenin varlığı da dikkat çekicidir. Buradan hareketle Söke, yüksek ihtimalle Akçaşehir kazasının “nefsi” yani merkezi haline gelmiş olduğu düşünülebilir. Ayrıca, 1575’de Söke’nin Akçaşehir kazasının nüfus olarak en kalabalık yeridir.

Muhtemelen Söke nüfusunun artış göstermesindeki önemli hususlardan birisi köyün tarımsal üretime elverişli mümbit topraklarıdır. Zira tahıl üretimi noktasında başarılı olan, bağcılığın da yapıldığı Söke’de ayrıca 16. Yüzyılda ciddi anlamda pamuk üretiminin arttığı C. Telci tarafından aktarılmaktadır. Zaman içerisinde Batı Anadolu coğrafyasında Söke’nin gelişimini sürdürdüğünü gösteren ipuçları mevcuttur.

Evliya Çelebi’nin nakline göre 17. yüzyılda Söke’de 9 mahalle, 17 dükkân, 1 hamam ve 1.100 hane bulunmaktadır. Evliya’nın aktardıkları doğruya yakın kabul edilirse 15. yüzyılda Ayasuluğ’a bağlı bir köy olan Söke, Sığla sancağının kurulmasından sonra zaman içerisinde yavaş, ancak istikrarlı şekilde bir kazaya dönüşmeye başlamıştır.

XVIII. Yüzyıl’da Söke Balat ve limanın 1750’lerden itibaren kıymetini kaybetmeye başlamasına paralel 18. Yüzyıldan itibaren İzmir ve limanının özellikle tarımsal ürünlerin ihracı için bölgede önem kazandığı bilinmektedir. Bu çerçevede İzmir’in artan ehemmiyetinin Söke’ye yansıdığı da düşünülebilir. Çünkü 1800’lerden itibaren İzmir’in ihraç ettiği pamuk, üzüm, meyan kökü gibi ticari mahsullerin üretilmesi noktasında Söke’nin daha 16. Yüzyılda ciddi bir kapasitesi olduğunu gösteren ipuçları mevcuttur. Ayrıca Söke’nin tarımsal potansiyelinin yüksekliğine ek bulunduğu coğrafi konumun da şehrin gelişmesi için mühim bir rol oynadığı da düşünülebilir. Zira Büyük Menderes vadisinden İzmir ve limanına gidecek yollar üzerinde yer alan bir şehrin, İzmir limanına gidecek ürünlerin nakliye ve depolanmasında transit bir vazife gördüğü şüphesizdir. Söke’nin bu gelişiminin bir yansıması olarak daha 1782’de Francois Kauffer’in, 1816’da ise William Martin Gell’in bölgeyle alakalı çizdikleri haritalarda yer alması bu kanaati doğrulamakta kullanılacak misallerdir.

Osmanlı Devleti’nin 18. Yüzyılı geçmişte pek çok araştırmacı tarafından karanlık dönem olarak adlandırılmıştır. Bununla beraber bu tanımlamanın geçerliliği günümüzde yapılan çalışmalarla büyük oranda çürütülmüştür. Ayrıca başta Bruce Mcgowen, Ali Yaycıoğlu vb. tarafından hazırlanan kitap, makale vb. eserlerle Osmanlı taşrasının büyük çoğunluğuna hâkim olup devletle halk arasındaki ilişkileri düzenleyen ve devleti bir tür âdem-i merkeziyetçi yapı haline getiren taşra otoritelerine atıfla Osmanlı’nın 18. Yüzyılı “Ayanlar Çağı” olarak ifade edilmektedir. Bu çerçevede söz konusu yüzyılda Osmanlı coğrafyasının büyük çoğunluğunda olduğu üzere Söke’de de İlyaszadeler olarak bilinen önemli ve meşhur bir aile de mevcuttur. 1750’lerden 1860’lara kadar Söke’yi, zaman zaman da Söke’ye ek olarak Söke’nin çevresindeki kazaların yönetiminde İlyaszadeler birincil rolü oynamışlardır. Hiç şüphesiz 1 asırdan fazla gücünü devam ettirerek Batı Anadolu coğrafyasında ayakta kalan bir ailenin bölgenin mühim sayılabilecek ailelerinden hatta yerel hanedanlarından birisi olduğu da muhakkaktır. İlyaszadelerin bilinen ilk ferdi Sığla mütesellimi (valiler adına vergi toplayan görevli) olan Hasan Ağa’dır. Hasan Ağa’nın Osmanlı coğrafyasının farklı bölgelerinde kendisine verilen çeşitli askeri ve mali görevlerde başarılı olduğu ve bölgenin yönetimindeki muvaffakıyetiyle merkezi idareyi memnun ettiğini gösteren ipuçları mevcuttur.

Bu başarılarına karşın Hasan Ağa, zamanın ruhuna uygun olarak Osmanlı taşrasında güç sahibi kişilerin büyük çoğunluğunun yaptığı gibi kanunsuz işlere de dâhil olmuştur. Bu bağlamda Kuşadası eşrafından bir kimseyle anlaşmazlığa düşen ve bunun neticesinde başkente şikâyet edilen mütesellim, yapılan tahkikattan sonra suçlu bulunarak 1767’de görevinden azledilmiş ve mal varlığına devlet tarafından el konulmuştur. Hasan Ağa’nın görevden alınmasına rağmen bölgede İlyaszadelerin hükmünün halen sürdüğü söylenmelidir. Buna karşın ailenin mütesellimlik verilen diğer fertlerinin de Hasan Ağa benzeri başarılı işleriyle birlikte merkezi otoriteyi rahatsız eden faaliyetleri de her daim süregelmiştir.

XIX ve XX. Yüzyılın Başında Söke İstanbul’a ihanetle sadakat arasında gidip gelen yerel hanedanın 19. yüzyılın başında Sığla Mütesellimi görevinde bulunan bir başka üyesi İlyaszade Hacı İlyas Ağa’dır. Muhtemelen bir süre Sakız’ın korunması için adada ikamet eden İlyas Ağa, Kuşadası muhafızı Mustafa Reşid Paşa’nın azledilmesinden sonra mevcut görevine ek Kuşadası muhafızı olarak da tayin edilmiştir. II. Mahmut’un güvenini haiz olduğunu düşündüğümüz Hacı İlyas Ağa özellikle Atçalı Kel Mehmet isyanının bastırılmasında da mühim bir rol oynamış ve 9 Ocak 1830’daki vefatına kadar görevini sürdürmüştür.

Hacı İlyas Ağa’nın ölümünden sonra ise görevi oğlu İlyaszade Mehmet Sırrı Bey’e verilmiştir. İlyaszade Mehmet Sırrı’nın kendisinden önceki İlyaszadelerden biraz daha farklı bir portreye sahip olduğu düşünülebilir. Zira kendisinden önceki ayanların tamamı devletin resmi yazışmalarında “ağa” olarak tabir edilirken Mehmet Sırrı için genelde “bey” ya da “efendi” denildiği, “ağa” unvanın ise nadiren kullanıldığı anlaşılmaktadır. Buradan hareketle Mehmet Sırrı Bey’in İlyaszadeler içerisinde “ümmî” olmayan ilk ayan olduğu da iddia edilebilir. Çünkü Osmanlı toplumunda bey ve efendi gibi unvanlar okuma ve yazma bilenler için kullanılmaktadır. İlyaszade Mehmet Bey’i seleflerinden ayıran bir diğer husus ise İstanbul tarafından kendisine verilen itibarlı unvanlar ve zaman içerisinde yetki alanının genişletilmesidir. Bu çerçevede 1831’de yeni kurulan Asakir-i Mansure-i Muhammediye ordusuna verdiği destekten ötürü Mehmet Bey’e önce selefleri benzeri Dergâh-ı Ali Kapıcıbaşı rütbesi tevcih edilmiştir. Sultan Abdülmecid döneminde ise İlyaszade Mehmet Bey, Tanzimat reformlarına paralel olarak Söke Muhassılı olarak görevlendirilmiş, ayrıca Balat, Mandiçe (Bağarası), İneabat (Germencik) kazaları da Söke Muhassıllığına bağlanarak Mehmet Bey’in otorite alanı daha da genişletilmiştir. Söz konusu yerlerin idari taksimatta aynı statüde bulunmalarına rağmen Söke muhassılının idaresine verilmesi Mehmet Bey’in bölgedeki gücünü ayrıca Söke’nin sözü edilen diğer kazalardan daha gelişmiş olduğunu düşündürmektedir.

1840-1842 yılları arasında Osmanlı taşrasının idari yapılanmasında yeniden değişikliklere gidilerek muhassıllık sistemi kaldırılmıştır. Buna karşın İlyaszade Mehmet Bey’in Söke üzerindeki konumunu koruduğu ancak unvanın “müdür” olarak değiştirildiği 29 Aralık 1846 tarihli bir belgeden anlaşılmaktadır. Özellikle bu değişiklikle bir zamanların meşhur ayan ailelerinin artık devletin taşradaki bürokratları haline geldiği de açıktır. Mehmet Bey’in şahsi ikbalinin zirveye çıktığı tarih ise hiç şüphesiz 27 Temmuz 1845’tir. Bu tarihte Mehmet Bey’in Dergâh-ı Ali Kapıcıbaşısı olan rütbesi daha prestijli bir unvan olan Rikab-ı Hümayun Kapıcıbaşılığına tebdil edilmiş ve İlyaszade Mehmet Bey bu unvana nail olan ilk İlyaszade olmuştur. Görevini uzun süre devam ettirdiği 23 Aralık 1863 tarihli bir belgeden anlaşılan Mehmet Bey’in kesin ölüm tarihi belli değildir. Ancak 12 Nisan 1865’de Söke, Balat, Germencik ve Bağarası kazalarının tek elden idaresi için birleştirilmesi ve buraya münasip bir müdür aranması, Mehmet Bey’in 1864-1865 yılları arasında öldüğünü düşündürmektedir. Dahası kısa bir süre sonra 4 Mayıs 1865 tarihinde sözü edilen kazalara müdür olarak Mülkiye Mektebinin matematik hocası Salim Efendi’nin tayini bu düşüncenin doğruluğuna delalet olmalıdır. 1831 ile 1841 yıllarına ait nüfus defterlerinde çocuk sahibi olmadığı görülen İlyaszade Mehmet Sırrı Bey’in ilerleyen süreçte de baba olamadığı ve bila-veled olarak vefat ettiği anlaşılmaktadır. Mehmet Bey’in ölümüyle İlyaszadeler tarih sahnesinden çekilmiş ve ailenin Söke’deki devri de kapanmıştır.

1864 ve 1871’de çıkartılan vilayet nizamnameleri ile Osmanlı taşrasının yeniden yapılandırıldığı herkesin malumudur. Bu çerçevede 1871 Vilayet Nizamnamesi doğrultusunda Osmanlı ülkesi vilayetlere, vilayetler livalara, livalar kazalara ve kazalar da nahiye ile köylere ayrılmaktadır Nitekim vilayet kanunnamelerinden sonra Söke, 1867’de önce İzmir’e, 1876’da ise Aydın sancağına dâhil edilmiştir. 19. yüzyılın ilk yarısından 20. Yüzyıla doğru Söke ve şehrinin tekâmülünü halen sürdürdüğünü söylemek mümkündür. 1892’de 200 dükkândan mürekkep bir çarşısı olan Söke’de 3 han ve biri buharla çalışan pamuk fabrikasıyla ayrıca herkesin bildiği meyan kökü fabrikası bulunmaktadır. Ek olarak şehirdeki mevcut hayvan tür ve sayısının çokluğu da hayvancılığın Söke’de önemli bir gelir kapısı olduğunu düşündürmektedir. 1908 salnamesindeki veriler aslında 20. Yüzyılın başında Söke’nin özellikle ekonomik yönden ciddi bir atılım içerisinde olduğunu kanıtlamak için önemli veriler içerir. Hatta bu dönemde Söke’nin Nazilli ile beraber Aydın sancağına bağlı kazalar olan Bozdoğan, Çine, Karacasu’ya göre ekonomik yönden daha ileride olduğunu söylemek de mümkündür.

1908 salnamesine göre Kaymakamlığını Ali Bey’in, belediye başkanlığını ise Yani Kalanbu (?) Efendi’nin yaptığı Söke’de 544 dükkân, 287 mağaza, 15 han, 3 otel, 4 fabrika, 55 değirmen, 7 debbağhane, 5 kiremithane, 3 tane de çiftlik binası mevcuttur. Buradan hareketle Söke’de 20 yıl içerisinde dükkân sayısı 4 kat, han sayısının ise 5 kat arttığı gözlemlenmektedir. Ayrıca yapılan yeni ve batılı tarzda inşa edildiğini düşündüğüm oteller de dikkat çekicidir. Söz konusu rakamlar noktasında 1908’de sadece dükkân sayısında Nazilli (915), değirmen sayısında ise Çine (137) Söke’yi geçmektedir. Ek olarak Söke Belediyesi’nin 1902’de 53.000 kuruş olan vergi gelirinin, 1908’de 70.162 kuruşa yükselmesi de kazada işlerin iyi gittiğini gösteren bir diğer ipucu olmalıdır.

Sonuç
1830 ve 1840’larda Söke’ye çok yakın mevkilerde olan Balat, Germencik, Bağarası gibi kazaların 19. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren nahiyeye dönüşmesi aslında Söke’nin durumunu göstermesi bakımından önemli bir ipucudur. Zira 15 ve 16. Yüzyıllarda bir köy olan Söke, 17. Yüzyıldan itibaren kaza hükmüne girerek bu vasfını Osmanlı’nın
inkırazına kadar korumuştur. Ayrıca 19. Yüzyılın ikinci yarısından hareketle şehirde çok kısa bir zamanda pek çok yeni dükkân, işletme kurulması, belediyesinin sürekli artan geliri Söke’nin çevresindeki kazalara göre ekonomik gelişmişliğini ortaya koymak noktasında da önemlidir. Tüm bu verilerden hareketle Söke’nin Sığla/Aydın Sancağı’nın içerisinde hemen her dönem farklı hususiyetleriyle özel bir konumu olduğunu söylemek de mümkündür.

Dr. Mustafa Mesut ÖZEKMEKÇİ

Hüseyin Işık

Hüseyin Işık

İlgiliHaberler

SÖKELİLERİN BİTMEYEN “SİNEK” İSYANI
Haberler

SÖKELİLERİN BİTMEYEN “SİNEK” İSYANI

26 Haziran 2022
AKALIN’IN ÇELİKEZ’E YANITI GECİKMEDİ
Haberler

AKALIN’IN ÇELİKEZ’E YANITI GECİKMEDİ

26 Haziran 2022
SÖKE’DE BERBER ÜCRETLERİNE ZAM
Ekonomi

SÖKE’DE BERBER ÜCRETLERİNE ZAM

24 Haziran 2022
Sonraki Haber
SARIKEMER’DE İNTİHAR

SARIKEMER'DE İNTİHAR

“BABA OLMAK YADA OLMAMAK İŞTE TÜM MESELE BU”

"BABA OLMAK YADA OLMAMAK İŞTE TÜM MESELE BU"

TÜM ÇABALARA RAĞMEN KURTARILAMADI

TÜM ÇABALARA RAĞMEN KURTARILAMADI

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Köşe Yazarları

Hüseyin IŞIK
Hüseyin IŞIK
  • SÖKE Mİ, SÖKESPOR MU?

Gazete Manşetleri

Tavsiye edilen

SÖKE’DE 23 NİSAN COŞKUSU YAŞANACAK

5 sene ago

ALTIN GÜVERCİN’DE SAHNE ALAN BENGÜ VE KIRAÇ YAKLAŞIK 15 BİN KİŞİYE UNUTULMAZ KONSER VERDİ

9 sene ago
AZAP GÖLÜ’NDE ÇALIŞTAY HAZIRLIĞI

AZAP GÖLÜ’NDE ÇALIŞTAY HAZIRLIĞI

3 sene ago
FEVZİPAŞA’DA 100. YIL ŞENLİĞİ VAR!

FEVZİPAŞA’DA 100. YIL ŞENLİĞİ VAR!

2 sene ago

Kategoriler

  • Asayiş
  • Aydın
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Görüşler
  • Haberler
  • hüseyin ışık
  • İÇİMİZDEN BİRİ
  • KEZBAN SELÇUK
  • Kuşadası
  • Manşet
  • MEHMET ŞAFAK
  • PROFESÖR TURAN AKKOYUN
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Söke
  • Spor
  • Sürmanşet
  • Turgut Türkoğlu
  • Yazarlar

Flaş Haberler

MÜDÜR DEMİRALP’E BÜYÜK ONUR

SÖKE “MEHMET ERÖZ”Ü HATIRLADI

SÖKE’YE 3 YENİ HAKİM 5 CUMHURİYET SAVCISI

TÜM ÇABALARA RAĞMEN KURTARILAMADI

“BABA OLMAK YADA OLMAMAK İŞTE TÜM MESELE BU”

SARIKEMER’DE İNTİHAR

Trend Haberler

SÖKELİLERİN BİTMEYEN “SİNEK” İSYANI
Haberler

SÖKELİLERİN BİTMEYEN “SİNEK” İSYANI

editör Hüseyin Işık
26 Haziran 2022
0

SÖKE'DE SİVRİSİNEK YOĞUNLUĞU NEDENİYLE RAHATSIZLIK YAŞAYAN VATANDAŞLAR, İLAÇLAMA YAPILMASI İÇİN SÖKE BELEDİYESİ YETKİLİLERİNE ÇAĞRIDA BULUNDU Söke'de havaların...

AKALIN’IN ÇELİKEZ’E YANITI GECİKMEDİ

AKALIN’IN ÇELİKEZ’E YANITI GECİKMEDİ

26 Haziran 2022
SÖKE’DE BERBER ÜCRETLERİNE ZAM

SÖKE’DE BERBER ÜCRETLERİNE ZAM

24 Haziran 2022
MÜDÜR DEMİRALP’E BÜYÜK ONUR

MÜDÜR DEMİRALP’E BÜYÜK ONUR

20 Haziran 2022
SÖKE “MEHMET ERÖZ”Ü HATIRLADI

SÖKE “MEHMET ERÖZ”Ü HATIRLADI

21 Haziran 2022

SÖKE OLAY: Haberin Doğru Adresi

Söke’nin tarafsız ve en çok okunan marka haber sitesi, haber şikayet ve istekleriniz için sokeolay@gmail.com, whatsupp hattımız: 0542 245 72 34

Son Haberler

  • SÖKELİLERİN BİTMEYEN “SİNEK” İSYANI 26 Haziran 2022
  • AKALIN’IN ÇELİKEZ’E YANITI GECİKMEDİ 26 Haziran 2022
  • SÖKE’DE BERBER ÜCRETLERİNE ZAM 24 Haziran 2022

Kategoriler

  • Asayiş
  • Aydın
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Görüşler
  • Haberler
  • hüseyin ışık
  • İÇİMİZDEN BİRİ
  • KEZBAN SELÇUK
  • Kuşadası
  • Manşet
  • MEHMET ŞAFAK
  • PROFESÖR TURAN AKKOYUN
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Söke
  • Spor
  • Sürmanşet
  • Turgut Türkoğlu
  • Yazarlar

© 2018 JNews – Şehir Haberleri Sitesi, WordPress teması. Bütün hakları ilgili sahiplere aittir. JNews dünyada en çok kullanılan 2018 WordPress Haber, Blog, Gazete ve Dergi Temasıdır. Bu site Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Söke
  • Kuşadası
  • Aydın
  • Asayiş
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Spor
  • Eğitim
  • Sağlık
  • Yazarlar
  • İletişim

© 2022 JNews - Premium WordPress news & magazine theme by Jegtheme.