DEDEDEN BABAYA, BABADAN OĞULA DEVREDEN SANAT..
Herkes yaşadığı yerin yerlisi olmasa da yine de yaşadığı yer konusunda bilgi sahibidir. Yaşanılan yer Söke ise hem tarihi, hem coğrafyası hem de yaşamış ve yaşayan kişiler konusunda çok zengin bilgi sahibi olunmalıdır. Bu topraklar bin yıllar boyunca onlarca medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Günü gelmiş göç almış, günü gelmiş işgal edilmiş ve günü gelmiş kahramanlık destanı yazılmış kurtuluş savaşı verilmiş. Kurtuluş savaşında genci – yaşlısı, kadını – erkeği, askeri – efesi omuz omuza vererek bu vatanı savunmuş ve işgalcilerden kurtarmıştır. O zaman savaşan askerlerimizin çektirdiği fotoğraflara baktığımızda ayaklarında pırıl pırıl parlayan deri çizmeleri görürüz. İşte o deri çizmeler o zaman da el emeği ile yapılırmış şimdi de el emeği ile yapılıyor. O ustaların yaşayan son temsilcilerinden birisi de sayın Zeki Avcıoğlu amcasının oğlu Mustafa Avcıoğlu’yla birlikte el emeği ile deri çizme yapımı işini sürdürüyorlar. Üstelik Coğrafi İşaret Belgeli Söke Körüklü Çizmesi yapıyorlar.
Zeki amcanın dükkanına geldiğimde onun yan taraftaki berberde tıraş olduğunu söylediler. Dükkanında oturup beklemeye başladım. Az sonra egenin denizleri kadar mavi gözleriyle ve yüzündeki hiç kaybolmayan gülümsemesiyle geldi. İkimiz de birbirimize hoş geldin dedik. Bir esnafa uğradığınızda sohbet öncesi çay söylenir ve çayları söyledik. Çaylar gelene kadar havadan sudan sohbet ettik. Uzun yıllardır Söke de yaşamama rağmen şimdiye kadar Zeki amcayı tanımadığım için kendime kızdım. Zeki amcayla yapılacak 1 saatlik sohbet insanın ömrünü 1 yıl arttırır.
Zeki amca 1934 yılında Söke de doğmuş. (Söke Olay olarak kendisine uzun ve sağlıklı bir ömür diliyoruz.) İlkokula başladığı dönemde yaz tatillerinde babası Kamil ustaya yardım etmeye başlamış. Kamil usta o dönemlerde babasından öğrendiği ayakkabı imalatı ve onarım işini yapıyormuş. Ayakkabı imalatının yanında zamanla çizme imalatı da yapmaya başlamışlar. Zeki amca babasının yanında önce kalfa zamanla da usta olmuş. Askerden sonra da işleri babasıyla ortak olarak yürütmeye başlamışlar. O dönemde kasaplık yapan amcası Mehmet Ali usta ile Mehmet Ali ustanın oğlu Mustafa Avcıoğlu’nun da onlara katılımıyla imalathane çalışanlarının sayısı artmış. 1950 li yılların başında Söke de ki başka ustalar körüklü çizme yapımına geçince Zeki amcalar da körüklü çizme yapmaya başlamışlar ve o yıllardan beri sayısı tam olmamakla birlikte 5-6 bin civarında körüklü Söke çizmesi yaptıklarını söylediler. Büyükler bırakıp gidince şimdi iki amcaoğlu birlikte imalata devam ediyorlar.
Çizme tabaklanmış dana derisinden yapılıyor. İçindeki astar ise keçi derisinden olmak zorunda. Özellikle halk oyunları ekipleri tarafından sipariş edilen çizmeler için sabit kalıpları olsa da özel siparişler için özel ölçü alınması gerekiyor. Çizme yapmak zahmetli iş. Önce yapılacak kalıba göre derinin kesimi var. İçinin astarı hazırlanacak ve birbirine dikilecek. Sonra kalıplanacak. Taban köselesi de dana derisinden yapılıyor. Taban köselesinin tutturulması için kullanılan ağaç çivileri Almanya’dan getirtiyorlarmış. Deri alımı için ise İzmir firmalarını tercih ediyorlar. Bir deri çizmenin yapımı 1 hafta sürüyor. Bu sohbette öğrendiğim önemli konulardan birisi de körüklü çizme giymenin bir tekniğinin olması. Körüklü çizme lastik çizme gibi giyilmiyormuş.
Eskiden çiftçilerin bağda, bahçede ya da tarlada giydiği çizmeler günümüzde bir geleneği sürdürmek amacıyla yaptırılıyor ve giyiliyor. İçine su ve nem almadığı ve üstelik deri olması nedeniyle nefes alan bir giysi olması amacıyla bir zamanlar çok tercih edilen çizmeler şimdiler de deve güreşlerinde savranların ve deve sahiplerinin ayaklarında görmek mümkün. Bir de Sökeliler önemli kişilere hediye götürmek istediğinde körüklü çizme siparişi veriyorlarmış. Ankara da görev yapmış ve halen görevde olan bir çok siyasi ve yöneticiye bu çizmelerden gönderilmiş.
Her el sanatında olduğu gibi körüklü çizme yapımında da geriden gelen yani bu sanat ve zanaatı sürdürmek isteyen yok. Zeki amcaya “hiç çırak yetiştirdin mi?” diye sordum. “İçimize dışarıdan kimseyi almadık. Babam, amcam, ben ve amcaoğlum bu işi götürdük. Benim 6 çocuğum var, 5 tanesi kız, sonuncusu erkek. Oğluma bu mesleği öğretmek için çok uğraştım ama o beni dinlemedi, gitti ve aşçı oldu. Dışarıdan bir kaç kez çırak adayı geldi. Onlar da ne iş yapacaklarını sormadan ne kadar para alacaklarını sordukları için anlaşamadık.” diye cevap verdi.
Körüklü çizmenin Sökeli ustalar tarafından icat edildiğini tekrar eden Zeki amca başka il ve ilçelerde yapılanların hakiki körüklü çizmenin taklitleri olduğunu iddia ediyor. Körüklü çizme deyip geçmemek lazım. Mustafa ustanın anlatımıyla 4 değişik şekilde körük kırımı var. Bunlar düz, çember, karışık ve baklava kırımları. Körüklü çizme giyen kişinin yürüyüşünün değişeceğini, kişinin kendisine güveninin artacağını söylüyorlar. Burada gençlere ufak bir öneri. Evlenme teklifi yapacağınızda ya da iş görüşmesine giderken körüklü çizme giyebilirsiniz. Elbette sonuç garanti değil.
Zeki amca, Kültür Bakanlığı tarafından tanınan ve tanıtılan el emeği ustalarından. 2014 yılında Japonya’nın başkenti Tokyo da körüklü çizmenin nasıl yapıldığını gösteren bir atölye çalışması da var.
İki amcaoğlunun girişimleri ve uzun uğraşıları sonucunda 2018 yılında Türk Patent Enstitüsünden “Söke Körüklü Çizmesi” için Coğrafi İşaret Belgesini tescil ettirmişler. Umarım bu belge sadece belge olarak kalmaz ve bizden sonraki kuşaklar da bu çizmelerden giyebilir.
Bilirsiniz, her yazımın sonunda tanıttığım kişi ya da kuruluşu bulabileceğiniz adresi yazarım. Zeki amcanın adresini özellikle yazmayacağım. Çünkü Zeki amcanın dükkanının nerede olduğunu her Sökelinin bilmesi gerektiğine inanıyorum. Size ufak bir tüyo daha, birilerine sormaya çekiniyorsanız yolda karşılaştığınızda bana ya da Söke Olay editörü Hüseyin Işık’a sorabilirsiniz. Tarif etmeyiz, sizi direk oraya götürürüz.
Egenin toprağında yetişeni yiyen, suyundan içen efe olur. Haydi efeler. Size de bir çift körüklü çizme yakışır. İster kendinize, isterseniz eşinize dostunuza yaptırabilirsiniz. Yapmanız gereken adresi bulup siparişi vermek. Gerisi Zeki amca ve Mustafa ustanın işi.
Zeki amcaya ve Zeki amca gibi ustalarımıza sağlıklı ve uzun bir ömür dilerim.
SABİH GÜZEL