AYDA HAYAT VARMIŞ PEKİ YA DÜNYADA …
Ay, ötelerden beri herkesin merakla keşfine konu olan, su bulunduğunda hayata dair ibareleriyle bilim insanlarında heyecan uyandıran derin mi derin bir boşluk …
Oralarda, bir yerlerde kimse var mı?
Bu, insanoğlunun yüzyıllardır kafa yorduğu ve bilim insanlarının iyi bir yanıt ya da herhangi bir yanıt vermeye uğraştığı bir soru.
Bu bilgiyi elde etme mücadelesinde büyük astronomik buluşlar yapıldı, pek mümkün görünmeyen teoriler üretildi ve bir sürü ilginç gerçek ortaya çıktı.
Öylesine merak uyandırdı ki içinde olup bitenler bir sürü uzay aracı ve çok sayıda bilim insanı o yüzeye inmek oralarda olup bitenlere tanık olmak için adeta yarışa girdi.
Ve sonunda biz de o yarışa dahil olduk
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 hedeflerini açıkladı ve uzay çalışmalarını başlatacaklarını ve Türkiye’nin kendi milli ve özgün hibrit roketiyle Ay’a iniş gerçekleştireceğini söyledi.
Bilim ve bilimsel gelişmeler her daim olmalı. Bir toplumun gelişmesi, politik eğilimli yorumlardan bağımsız ölçülebilen bir büyüklüktür, belli bir zaman aralığında meydana gelen sosyal bir olgu da değildir.
Örneğin gelişmişliği kişi başına düşen milli gelir veya bireyin satın alma gücü, yani vatandaşın cebine giren para ile ölçebilirsiniz.
Biz arzu ederiz ki; dışarıdan borç alan değil, başka devletlere borç veren bir Türkiye olsun. Yine biz isteriz ki; dış satımı dış alımından fazla olsun. İsteriz ki; Dışa bağımlı değil kendi kendisine yeterli, ulusal sanayi gelişmiş bir Türkiye olsun… Bu ideal isteklerimizi çoğaltabiliriz. Bu istek ve ideallerimizin gelişmesi için bilime, kültüre, sanata, eğitime, çalışmaya, incelemeye, araştırmaya, geliştirmeye önem vermeliyiz.
Evet tabi gidelim Aya. Bizim aya gidenlerden neyimiz eksik ki ama önce dünyadaki, ülkemizdeki hayatı yoluna koyalım da öyle gidelim nereye gideceksek …
Hacı adayları bile hacca gitmeden önce geride kalanlardan helallik alır. Her şeyini tam takır yapar, borcunu harcını sıfırlar da öyle gider. Böylelikle gittiği yerde vicdanı da rahat eder.
İşsizlik ve çaresizliğin her geçen gün arttığı, buğdayını, mısırını bile dışardan ithal eden bir ülke önce bir durup kendine bakmalı.
Aya gidelim ,gidelim elbet ama önce eğitim kalitemizi artıralım , yargıyı bağımsızlaştıralım ,ekonomimizi yarıştıralım yabancı ülkelerle ; enflasyonu düşürelim refah seviyemizi artıralım ,beyin göçünün önüne geçelim. Bilime ilime kendisini adamış insanları biz içimizde yetiştirelim.
Fikirlere, farklılıklara saygımız olsun; yargılamayalım bizden olmayanı, dinleyelim öğrenecek çok şeyimiz vardır belki.
Evet önce kendi halkımızla helalleşelim ki gittiğimiz yerdekiler olur da bize sorarlarsa “ey dünyalı geride bıraktıklarının helalliğini aldın da mı geldin” diye en azından söyleyecek birkaç çift lafımız olsun.
Onlara rahat bir şekilde diyebilelim “biz fikri hür, vicdanı hür bir neslin çocuklarıyız”. Buralara yatırım yapmadan önce halkımıza yaptık yatırımımızı. Eğitimi uçurduk; düşünebilen, düşündüklerini özgürce söyleyebilen çocuklar yetiştirdik.
Yargıyı tarafsızlaştırdık, meclisi halkın sesini duyuracak, tamamen halkı temsil edecek vekillerden oluşturduk.
Üniversitelerimizi bilim irfan yuvası yaptık özerkleştirip kendi rektörlerini kendilerinin seçmesini sağladık.
Bilimin önünü açtık. Bağrımızda yetişen birbirinden yetenekli gençlerimize kendi ülkelerinden göç etmesinler diye imkanlarımızı sonuna kadar zorladık
Basın özgürlüğünün arkasında durduk, kalemlerine saygı duyduk. İşsiz sayısını azalttık atanamayan öğretmenlerimize, sağlıkçılarımıza ve daha sayamayacağım çok sayıda kişiye istihdam alanları yarattık.
Enflasyonu düşürdük, tüketicinin güvenini tekrar kazandık, esnafımızın yüzünü güldürdük, kaybolan orta direk yeniden aramıza katıldı.
Kaybolmaya yüz tutmuş siyasi üslubumuzu yeniden kazandık , Sanata, sanatçıya değer verdik. Köylüyü yeniden baş tacımız yaptık, kendi toprağımızı sürdük, kendi ürünümüzü yetiştirdik dışa bağımlılığın önüne geçtik.
Evet işte tüm bu yukarıda saydıklarımı elin uzaylısı bize sorduğunda gönül rahatlığıyla diyebilmeliyiz ki o zaman ayı arşınlamaya gidecek yüzümüz olsun.
Geride bıraktığın, tükenen umutlarla dolu bir enkaza “Aydan” bakmak kolay elbet, zor olan dünyadakilerle layığıyla helalleşip kainatın derinliklerini keşfetmek.
Haftaya görüşmek üzere hoşçakalın..
(KEZBAN SELÇUK)