TURGUT TÜRKOĞLU - CHP‘DE ERİME DEVAM EDİYOR
Sosyal demokrat partiler program, tüzük ve kadrolarıyla toplumun önüne çıkarlar. Geleceğe yönelik planlamaları tutarlı ve ayakları yere basan projelerle özdeşleşir. Temel hedef toplumdaki gelir adaletini sağlayıp, sosyal devleti tüm kuru ve kurallarıyla oluştururken, toplumu örgütleyip, özgürlükleri arttırırlar. Yaşanabilir çevre ve vahşi kapitalizmin çarklarından ezilen yoksulları koruyup, kollamak temel hedeftir. Tüm bunları gerçekleştirebilmenin olmazsa olmazı ise güçlü örgüt yapısıdır. Bu yapı adeta yerel yönetimlerle birlikte demokrasi okuludur. Düşünsenize 1947 Kurultayında çok partili yaşama geçişin tartışmaları tam 17 gün sürmüştür. 1959 Kurultayı ise ilk hedefler bildirgesini belirlemek için 5 gün tartışmış ve sonuç bildirgesinin yazımı da 2 gün sürmüştür. Oysa bugün kurultaylar sadece 2 saatlik bir sunuştan sonra seçimlerle geçiştirilmektedir. Bunlara kurultay değil seçim toplantısı demek daha doğru olur. Bu yapılardan sağlıklı sonuçlar çıkmayacağı sonuçta görülmüştür.
Bakın 11 Büyükşehir belediyesini kazanmış bir parti sonuçta genel üye yapısından 150.000 üye kaybediyorsa , tüm örgütlerde Belediye endeksli örgütlenmeler yapılıyorsa, ilçe ve il başkanları Belediye şirketlerinin yönetim kurullarında görev alıp kurşun askerliğe soyunuyorsa, Yardım yapılan yoksullar parti üyeliği için zorlanıyorsa bu yapılardan hayır beklenemez. Tüm bunlar yapılırken genel merkez sessizliğini belediye başkanlarını korumak anlamında kullanmaktadır. Oysa örgüt yerel yönetimlerin üstündedir, tüzük böyle emreder. Oysa son 1,5 yılda belediye başkanları adeta kendilerini imparator gibi görmektedirler. İl ve ilçe danışma kurulları toplantıya çağrılıp yapılan ve yapılamayan işlerle ilgili örgütlere hesap vermekten kaçmaktadırlar. Ondan sonra dönüp parti üyeleri sokakta konuşuyor diye disiplin kurullarına gönderemezsiniz.
Bugün gelinen bu durum CHP için sıkıntıların başlangıcı değildir. Ama içinden çıkılmayacak bir durum da değildir. Bunun temel kurtuluşu parti içi demokrasiden geçer. Adam gibi adamları yönetimlere getirirsiniz, siyasetin ekonomik boyutuna şeffaflık ve dürüstlük gibi kavramları yerleştirirseniz parti kendi içinde arınma yaşar. Belediyelerde akçalı işlere kalkışanların önünü keserseniz , hesap verilebilirliği ön plana çıkarırsanız arınma sağlarsınız. Projeleriniz kenti yaşanabilir hale getiriyorsa , kent yoksullarına destek oluyorsanız , toplumun önüne ciddi hedefler koyabiliyorsanız o zaman gelişirsiniz. Siyasetin temel argümanı bunlardır.
Belediye örgüt çelişkisinin temel nedeni 1983 seçimleridir. SODEP o dönem milletvekili seçimlerine alınmadığı için Belediye başkanları kendini adeta örgütün üstünde gördüler ve vekili olmayan partinin tüm temsilinin kendilerinde olduğunu düşündüler. Bu yapı günümüze kadar böylece sürdü ve genel merkez yönetimleri genel iktidara gelemeyince yerel iktidarların oyuncağı oldular. Bugün de bu yapı devam etmektedirler. Yerel yönetimlerde bugün sıkıntıların temelinde o günden süren bu durum vardır. 1992 de CHP yeniden kurulurken örgütlenme ve program anlamında her şey oluştu ama kadrolar oluşturulurken belediyecilerin ağırlığı bu yapıda da devam etti. Sayın Baykal ‘ın Sosyolojik tabanı, etnik kökenli ve mehzep kökenli ana damar üzerine oturmak istemişti. Bugün gelinen nokta ise bunun 180 derece zıttı dır. Bu yapı bugün partinin içinden çıkılamaz bir duruma gelmesine sebep olmuştur.
Yeni bir anayasa, siyasi partiler yasası , seçim yasaları değişmek zorundadır. CHP kendi içinde yenileşme yaşamak zorundadır. Bu kadrolarla birlikte yeni bir program , yeni bir tüzük , temel hedefler oluşturmak durumundadır. Milliyetçi demokratlar, muhafazakar demokratlar, merkez demokratlar, kürt demokratlar, alevi demokratlar, sosyal demokratlar ittifakı CHP’yi iktidar yapmaz. Bunun hesabını doğru yapmak zorundadır. 1992 de Kuruluşunda görev aldığım CHP’nin bugün içine düştüğü açmaz, herkes gibi beni de çok rahatsız etmektedir. Umarım bu sancılı süreç bir an önce son bulur ve tabandaki bu rahatsızlıklar ve belediye başkanlarının kendilerini üst perdeden görmeleri sona erer. Siyasal hayatımızın ciddi anlamda sol ve sosyal demokrat bir partiye ihtiyacı vardır. Bu demokrasimiz için olmazsa olmazdır.
Saygılarımla…