CUMHURİYETE SAHİP ÇIKMAK CUMHURİYET DEĞERLERİNE SAHİP ÇIKMAKTIR
Bugün 29 ekim yani cumhuriyetin ilanının yani Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun yıl dönümü. Bugün bizim en büyük bayramımız, hepimize kutlu olsun. Yeni bir devletin kuruluşunu dünyaya ilan eden kararın açıklanmasının üzerinden tam 98 yıl geçmiş ve bu ülke 98 yıldır bu bayramı kutluyor. Sonsuza kadar da kutlayacağımız konusunda hiç tereddüdümüz yok. Başta büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere cumhuriyeti kuran, koruyan ve yaşatan tüm herkesi saygıyla anıyorum.
Yazının başında da belirttiğim gibi cumhuriyete sahip çıkmak; cumhuriyet değerlerine, cumhuriyet kazanımlarına sahip çıkmaktır. Sahip çıkmak sözle olmuyor. Yaptıklarınız, söylemleriniz, hayalleriniz ve hedeflerinizle sahip çıktığınızı, al bayrağımızı sadece elimizde değil gönlümüzde de yaşattığımızı göstermemiz gerekli. Değerli ve saygın bir kişiliğe sahip olan Rasim Yavuzyılmaz cumhuriyet değerleriyle büyümüş ve onları her zaman kendisine rehber edinmiş bir öğretmenimiz. Resmi olarak emekli gözükse de “öğretmenlik” vasfının hiç bitmeyeceğini biliyor.
Rasim öğretmenimle tanışıklığımız ve dostluğumuz 25 yıla yaklaşıyor. Bu yüzden kendisinden yazımda Rasim abi olarak söz edeceğim.
Rasim abi, Köy Enstitülerinin kapatılmasından sonra açılan okullardan birisi olan Artuklu Öğretmen Okulundan mezun olduktan sonra 1975 yılında Adıyaman Besni’de ilkokul öğretmeni olarak göreve başlamış. Bir yandan öğretmenlik yaparken diğer yandan da eğitimine devam etmiş ve Eğitim Enstitüsü FKB (Fizik, Kimya, Biyoloji) bölümünü bitirmiş, branş öğretmeni olmuş. Yurdun değişik yerlerinde görev yaptıktan sonra 1986 yılında Sarıkemer ortaokuluna tayin olmuş. Söke Ticaret Meslek lisesinde de görev yapan Rasim abi 2 yıl da Milli Eğitim şube müdürlüğü görevinde bulunmuş. 2019 yılında da 44 yıllık resmi çalışma yaşamından emekli olmuş. Şimdiye kadar anlattıklarım özet kısmıydı. Şimdi gelelim ayrıntılara..
Rasim öğretmenimizin, öğretmenlik yaşamı boyunca girmediği ders kalmamış. Öğretmen Okulu mezunu olması nedeniyle müzik ve nota bilgisi olduğundan müzik derslerine girmiş, plastik sanatlardaki yeteneğinden dolayı resim derslerine, sporcu kimliği nedeniyle beden eğitimi derslerine bile girmiş. Bulunduğu okullarda müsamereler düzenlemiş, çocuklara tiyatro sevgisi aşılamış.
Aranızda 60 yaş üstü kişiler varsa onlar bilir. Öğretmen okullarında ilkokul öğretmenleri yetiştiriliyor ve bu öğretmen adaylarına “aşçılık, terzilik, marangozluk, ziraat” gibi eğitimler de veriliyordu. Bu okulların olmazsa olmazlarından birisi de müzikti. Rasim abinin müziğe olan yeteneğini anlayan öğretmenleri ona önce gitar çalmasını öğretmişler. Daha sonra gitarı çalan sazı da çalar diye önce saz sonra bağlama çalmaya başlamış. Kendi deyimiyle çalamadığı müzik aleti yok ama denemediği var. Kemençe çalmayı çok istiyor. Neden kemençe derseniz, söylemeyi unuttum Rasim abi aslen Trabzon Vakfıkebirli.
Rasim abi için doğa sever demek az gelir çünkü o doğaya aşık bir insan. Öğretmenlik yaptığı yıllarda öğrencilerle doğa yürüyüşleri yapmış, kamp kurmuşlar. 1992 yılında ise MEB eğitimlerine katılarak İzcilik eğitimi ve lisansı almış. Cevdet Üzüm’ün rehberliğinde 1996 yılından itibaren doğa yürüyüşleri yapmışlar, “Dağcının Günlüğü” programı düzenlemişler ve bu program 10 yıl yerel televizyonda yayınlanmış. İlçe izci kurulu başkanlığı yapmış ve 2013 yılında benim de üyesi olduğum SİZDAĞ’ı (Söke İzcilik ve Dağcılık Spor Kulübü) kurmuş. Kuruluşundan beri de başkanlığını yapıyor. Kulübe kayıtlı 356 dağcı ve 246 izci var. Her yılın başında o yıl düzenlenecek yürüyüşler ve yapılacak kamplar planlanıyor. Özel günler için özel yürüyüş güzergahları belirleniyor. Yürüyüşler Aydın ve İzmir, Denizli, Muğla gibi komşu ilçe sınırları içerisinde ve pazar günleri yapılıyor. İzcilik etkinlik ve eğitimleri ise Davutlar gençlik merkezi, Akbük izci kampı, Yamaç izci evi ve Ümraniye izci kampında düzenleniyor.
Rasim abi öğretmenlerin üye olduğu bir sendikanın 2002 den itibaren ilçe yönetiminde görev yapmış. 2015 yılında şube başkanlığı görevini devralmış, Bu yıl Kasım ayında yapılacak seçimlerde tekrar aday olmayacağını söyledi.
Rasim abinin İlk yardım uzmanlığı ve AKIB (Arama Kurtarma İzci Birliği) sertifikaları da var. Anlayacağınız üzere onunla birlikte yürüyüşe gittiğimizde gönlümüz rahat.
Hobilerinin arasında çakı bıçağı ve cüzdan koleksiyonu, fotoğraf çekme, pastel ve karakalem resim çizimi var. Konuşmamız sırasında daha bir çok özelliğinden de söz etti ama bunları not almak için gücüm kalmamıştı.
Tecrübeli bir öğretmen olarak yeni nesil öğretmenlere söyleyeceği bir şey var mı diye sorduğumda “Eğitimde tasarruf olmaz, olamaz. Eğitim tam olmalı. Bu meslek severek ve saygı duyarak yapılır. Öğretmenler bunlardan başka düşünce taşıyamaz ve taşımamalı. Öğretmenler, yaptıkları mesleğin en iyisi olmak için çaba göstermeli. Nasıl öğrenciler her gün bir şeyler öğrenmek için çaba gösteriyorsa siz de kendinizi geliştirmek, yeni şeyler öğrenmek için çaba gösterin. Öğrencilerinize örnek olun. İnanın böyle davrandıkça mesleğe bağlılığınız artacak ve daha mutlu olacaksınız” dedi.
Rasim abiyle Zeytin Dalı parkında konuştum ve onunla Nenem Çeşmesi’ne doğru kısa bir yürüyüş yaptım. O kadar çok şey konuştuk ama yine de zamanın nasıl geçtiğini hiç anlamadım. Rasim abi gibi vatanseverleri tanıdıkça cumhuriyetin temellerinin ne kadar sağlam atıldığını görüyor ve seviniyorum.
Cumhuriyete, Türkiye Cumhuriyetini kuranlara, koruyan ve yaşatanlara saygıyla…
(SABİH GÜZEL)