USTAA, NASIL OLUYOR BU İŞLER?
Buzdolabı, çamaşır makinesi, televizyon bir zamanlar lüks olarak niteleniyordu. Şimdi bunların tümü en gerekli ev eşyaları arasında sayılıyor. Bir zamanlar lüks sayılan otomobil de öyle. Neredeyse her kapının önünde bir araç var, bazılarında iki hatta üç. Durum böyle olunca da aramızda oto sanayiye uğramayan yoktur diye düşünüyorum. Birikimlerimizle ya da ihtiyaçtan dolayı krediyle bir araç aldık diyelim. Eğer sıfır aldıysak garanti süresince yetkili servisine götürmek zorunda kalırız. Ama 2. el bir araç aldıysak sanayide en iyi ustayı aramaya başlarız. Bazen de aramayız eşe dosta sorar, onların memnun kaldığı ustaya götürürüz. Biz de memnun kalırsak aracımızı hep o ustaya götürürüz. Aracımızın plakalığı değişir ve o gittiğimiz ustanın dükkanının armasını taşıyan bir plakalıkla dolaşırız. Bu plakalıkların bazılarında yabancı dilde yazılmış yazılar görmeniz de mümkün. Burada unuttuğumuz çok önemli bir konu vardır onu hiç aklımıza getirmeyiz. Üç gün önceden randevu aldığımız, sıraya girdiğimiz dükkana aracı götürdüğümüzde bizi bir çalışan karşılar, aracımızı bir çırak ya da bir kalfa alır ve aracımız onun tarafından tamir edilir, bakımı yapılır. Açıkçası o “meşhur” ustanın yüzünü bile görmeyiz ama plakalığımızda o dükkanın adı yazıyordur. “Meşhur” ustamız arada şöyle bir görünür, gelenlere “hoş geldiniz, çay içer misiniz?” diye sorduktan sonra yine kaybolur ve aracımız o “meşhur” ustanın eli değmeden liftten iner bize teslim edilir. Teslim aldığımız andan itibaren aracımızda oluşacak sorunlardan sorumluluk kabul edilmez.
Söke Olay’ın bugünkü konuğu motor ve mekanik ustası Halil İbrahim Akkaya. İbrahim usta 11 yaşında adım attığı oto sanayide 33 yıldır hizmet veriyor. Bu 33 yıl bir ara Lee fabrika macerası nedeniyle 4 yıllık bir kesintiye uğramış.
1988 yılında Necdet Söyler ustanın yanında meslek hayatına başlayan İbrahim usta azmi ve çalışkanlığı sayesinde kısa zamanda çıraklıktan kalfalığa geçmiş, usta olması da fazla zaman almamış. 2005 yılında Lee fabrikasında işbaşı yapan İbrahim usta 2009 yılında fabrikanın kapanmasıyla yine oto sanayiye dönmüş. Zor geçen yıllardan sonra çalıştığı dükkandan ayrılarak kendi işyerini yani “Ecrin Oto” yu açmış. Ecrin, İbrahim ustanın 2. çocuğunun adı. Dükkanın adına neden “İbraam usta” diye yazmadın diye sorduğumda pırıl pırıl gözleriyle gülümseyerek “Ecrin yeni doğmuştu. Bize şans getirmesini istedik, o yüzden dükkana da onun adını verdik” dedi. İlk zamanlar müşteri güçlüğü çekse de onu tanıyanlar, dürüstlüğünü, çalışkanlığını, temiz iş yaptığını bilenler sayesinde işleri açılmış bazı günler iş yetiştiremez olmuş. Burada temiz iş derken ortamın temizliğinden değil yapılan işin temizliğinden söz ediyorum. Şahsen aracımın doğru dürüst bakılmadığı tertemiz dükkan yerine aracımın bakımının yapıldığı, arızasının giderildiği biraz dağınık bir dükkanı tercih ederim. (Aramızda kalsın yıllarca ben de aracımı böyle gösterişli bir yere götürmüştüm. Fakat yapılan işten son zamanlarda hiç memnun kalmıyordum. Söküldüğünde düzgün takılmayan parçalar için tekrar arıza için geliyor para ve zaman kaybediyordum. Hatanın neresinden dönersek kardır düşüncesiyle 15 yıldır gittiğim o dükkana bir daha uğramadım.)
Yazımızın başında yazdığımız olaylar İbrahim ustanın dükkanında yok çünkü gelen müşteriyle kendisi ilgileniyor, bakımı da onarımı da kendisi yapıyor. Yani aracınıza meşhur değil ama “gerçek” ustanın eli değiyor. Yılların tecrübesiyle aracın sesini dinlemesi yetiyor. Teşhisi koyduktan sonra tedavisi her zaman mümkün.
İbrahim usta dükkanına dizel ve benzinli otomobilleri kabul ediyor. Bu tür araçların bakım, arıza ve onarım işlerini yapıyor. Aracınızın tüm işleri İbrahim ustanın gözetiminde yapılıyor hatta bizzat onun tarafından yapılıyor. Aracınız usta elinden çıkıyor. Eğer kamyonet tipi ticari aracınız varsa sizi yönlendiriyor. Önemli bir nokta daha, İbrahim ustanın dükkanında plakalık değişikliği yapılmıyor. Fakat diğer hizmetlerin dört dörtlük olduğunu söyleyebilirim.
İbrahim usta, tüm sanayi ustaları gibi çırak olmamasından dertli. “Gençler iş beğenmiyor. Azimli, istekli çocuk yok. Gelenlerin elinden telefon düşmüyor, kendilerini işe vermiyorlar. İki üniversite bitiren gençler iş bulamazken bir motor ustası her zaman her yerde iş bulabilir. Anne ve babalar çocuklarını okumak için zorlamasınlar. Sanayi okulundan mezun olanlar çok rahat iş buluyorlar.” diye dert yanıyor. Düşüncelerine ve söylediklerine katılmamak elde değil.
İbrahim usta dükkanını açınca ilk işi bayrağımızı selamlamak. Yan tarafındaki dükkan da ona ait. Orada da Atatürklü bayrağımız asılı. Sabah erken gitmeme rağmen İbrahim usta 2. aracı teslim ediyor. Gelecek araçları beklerken sohbetimiz sürüyor ve bol bol telefon geliyor. Sohbetimizin sonlarına doğru iki araç daha geliyor. İbrahim usta “Halil abi iki çay daha” diye bağırırken ben de makinemi topluyorum.
İbrahim ustanın dükkanı “Ecrin Oto” Lidersan sanayi sitesi Kervan sokakta. Daha kolay şöyle tarif edeyim. Alt sanayide FENDT traktörlerinin yanındaki sokaktan girince sağdan 4. dükkan.
İbrahim usta dürüsttür, güvenilir birisidir ve temiz iş yapar. Gönül rahatlığıyla gidebilirsiniz. Amacınız aracınızın bakımı değilse ve plakalık taktıracaksınız İbraam ustada plakalık yok. Orada sadece ustalık var.
SABİH GÜZEL