MÜŞTERİYE SAYGI MESLEĞE DE SAYGIDIR
Yaşamımız boyunca hepimizin farklı meslekleri ve farklı işleri olmuştur. Kimimiz o işe mecbur olmuş kimimiz de yaptığımız işi sevmişizdir. İlk kimin söylediği bilinmeyen ama hepimizin bildiği bir söz vardır. “Yaptığın işi sev, sevdiğin işi yap”. Eğer mesleğimizi ve sonucunda yaptığımız işi kendimiz seçtiysek yıllar geçse de o mesleğe saygımız, sevgimiz hiç bitmez tıpkı berber Halil amca gibi.
Halil Arabacı 83 yaşında ve hala aktif olarak berberlik yapıyor. Değil Aydın’da Türkiye’de bile bu yaşta aktif berberlik yapan sanırım yoktur. Halil amca 10 yaşındayken İbrahim Çaybakan ustasının yanına çırak olarak girmiş. İlkokul bittiğinde okumaya devam etmemiş ve berberliği meslek olarak sürdürmeye karar vermiş. Çıraklık, kalfalık derken usta olmuş ve “Süsler Berber Salonu”nu açmış. 63 yıldır kendi dükkanını işletiyor. Konuşmamız sırasında askerliğini de Ankara Kızılay orduevinde yine berber olarak yaptığından bahsetti. Askerliği döneminde Kızılay orduevinde tıraş ettiği bir subayı yıllar sonra Söke’de dükkanında görünce hemen tanımış ve artık emekli olan o subayla biraz sohbet etmişler.
Eskiden kadın berberleri yokmuş ve kadın saç kesimini de berberler yaparmış. Zamanla kadın saçı kesen kuaförler yetişmiş ve berberler kadın saçı kesmez olmuşlar. Berber Farsça, kuaför Fransızca kökenli kelimeler ve ikisinin de anlamı “saç kesimi” demek. Sanırım kuaför kelimesi bize daha cazip geldiği için artık berberler de kuaför kelimesini kullanıyorlar. Halil amca kendisini her zaman berber olarak gördüğünden kuaförlüğe terfi etmemiş.
Halil amca iş yaşamı süresince tam sayı olarak hatırlamasa da 20 – 30 arası kalfa ve usta yetiştirdiğini söyledi. Bir çırağın kalfa olmasının uzun yıllar aldığını, bu sürenin kişinin istek ve azmine göre değiştiğini de ekledi. Şimdi işleri eskisi kadar yoğun ve müşterisi de çok olmadığı için yeni çırak almıyormuş.
Hail amca her sabah 07.30 gibi dükkanını açıyor. Eskiden gece 24.00’e kadar açık olan dükkanını artık mevsimine göre hava karardıktan sonra kapatıyormuş. Halil amca çok neşeli bir insan. Normalde yaptığım görüşmeler yarım saat ile bir saat arasında değişir ama Halil amcayla 3 saate yakın sohbetimiz oldu. Sohbet dediysem genellikle Halil amca konuştu ben dinledim. Bazı anlattıklarının özel olduğunu ve “Sakın bunları yazma, bunlar aramızda kalsın” derken hem kahkahayla gülüyor hem de benim ne kadar güvenilir olduğumu tartıyordu. “Çok paran olsa ne yapardın?” soruma verdiği cevabı kesinlikle size söylemeyeceğim, Halil amcayla aramızda. Sadece bu yaşına kadar kimseye muhtaç olmadan bir yaşam sürdürdüğünü ve yine kimseye muhtaç olmak istemediğini söyleyebilirim.
Tüm yaşamı boyunca içki ve sigara kullanmamış, kahveye gidip oyun oynamamış. Kendine has kahkahasıyla “Nasıl yapıyorlar, nasıl beceriyorlar, o oyunları nasıl oynuyorlar hiç anlamadım. Kahvelerde oynanan oyunların kursları olsa beni de o kurslara alsalar ben yine beceremem.” diyor. Geçen yıl başından geçen çok tatsız bir vefat olayından sonra arkadaşlarından birisinden bir sigara almış “Nasıl içiyorlar o sigarayı? Ben iki nefes bile çekemedim. Öksürük beni mahvetti” dedi.
Halil amcanın inandığı felsefelerden birisi de “Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol” düşüncesi. “İnsanlar menfaatleri için yalan söylüyorlar, yanlış işler yapıyorlar. Beni tanıyanlar bilir ben de yalan yok, söylediklerimin hepsi doğrudur. Hem yalan söyleyen önce kendisini kandırır” diyor. Halil amcanın bu felsefesine ve söylediklerine katılmamak elde değil.
Sohbetimiz sürerken bir müşterisi geldi ve Halil amca müşterisiyle ilgilenmek için müsaade istedi. Önce müşterisini koltuğa oturttu sonra dolaptan tertemiz bembeyaz önlüğünü çıkarttı ve onu giydi. O zaman hatırladım ki bir zamanlar berberlerin tümü beyaz önlük giyerlerdi. Beyaz giyim temizliğin, saflığın ve güvenilir olmanın sembolüdür. Berber koltuğuna oturduğunuzda konuşulanların tümü berberle sizin aranızda kalır. Anlattığınız tüm özeliniz o koltukta kalmalıdır.
Tecrübeli insanlardan bir şeyler öğrenmek için sadece onların sözlerini değil yaptıklarını da incelemek gerekir. Halil amca müşterisini tıraş ederken benimle konuşmasına ara verdi çünkü müşterisine ve mesleğine büyük bir saygısı var. Müşterisiyle konuştu, bize çay söyledi. Çaylarımızı içtik ve bu kez ben müsaade istedim. “Her zaman buyur gel, saçını sakalını kesmesem de sohbetim ve çayım var” dedi.
Halil amca akademik olarak okumasa da yaşamın verdiği tecrübeyle çok bilgili bir insan. Eğer saçınız ya da sakalınız uzunsa ve onun bilgilerinden de yararlanmak istiyorsanız uğrayabilirsiniz, kesinlikle memnun kalacaksınız.
Halil amcanın Süsler Berber Salonu, Yeni cami mahallesi Özmen Sokak No: 38 de. Daha anlaşılır şekilde tarif edeyim. Yapı kredi bankasının karşısından Hacı Kazım okuluna inen yolu dümdüz yürüyün, Halil amcanın dükkanı sağınızda kalacak.
Söke Olay olarak Halil amca gibi mesleğini seven ve ona saygı duyan herkese saygılarımızı sunuyoruz.
SABİH GÜZEL