Turgut Türkoğlu
Köşe Yazarı
Turgut Türkoğlu
 

TURGUT TÜRKOĞLU KENTİN GÜNDEMİNİ YAZDI

"KENTİN İÇİNDEN ÇIKILMAZ BİR HAL ALAN SORUNLARININ ÇÖZÜMÜ İÇİN, ACİLEN BİR KENT ÇALIŞTAYI TOPLANMALI" Yaşam koşulları o kadar ağırlaştı ki, insanlar günlük koşuşturmacanın içinde savrulup duruyorlar. Yaşamım boyunca böyle bir dönemin benzerini 70’li yılların ikinci yarısında görmüştüm. Demirel dönemiydi, MC hükümetleri iktidarda, Arjantin de Amerika tarafından denenen adına "Eşel Mobil" dedikleri garabet bir sistem yurdumuzda da uygulamaya konulmak istendi. Dönemin örgütlü toplumları sisteme karşı gelince uygulama yürürlükten kaldırıldı. Ama daha sonra 24 Ocak kararları ile daha ağır bir sistem ve devamında 12 Eylül ile karanlık bir döneme geçildi. Kent o dönemde de tıpkı bugün gibi sisli, puslu bir havaya bürünmüş ve gelecek kaygıları taşımaya başlamıştı. Bugün ekonomik sıkıntılar, kentleşmenin getirdiği problemler, yetersiz yatırımlar, çözüm üretemeyen yöneticiler kentin geleceğe olan umutlarını yitirmesine neden oluyor.  Sorunlarımız o kadar yoğun ki, nereden başlasak diğer taraf daha ağır basıyor. Tüm bunların konuşulacağı bir “KENT ÇALIŞTAYI”nın acil olarak toplanmasında yarar vardır. Bakın yeni bir “KENT PLANLAMASI” kapımızda beklemektedir. Yeni imara açılan tren yolundan çay kenarına kadar olan ve çevre yolundan 400 metre aşağıya dek planlanan bu bölgenin altyapıyla ilgili hiçbir problemi çözülmemişken ne kadar sağlıklı bir kentleşme olur siz karar verin. Organize sanayinin arıtması yapılmadan, Büyükşehir kent arıtmasını büyütüp geliştirmeden bu bölgenin imar planlaması felaket olur. Hele kentin içinden geçen 2 tane fay hattımız mevcut iken bu işler nasıl çözülür, anlamış değilim. Organize sanayinin yaydığı kokular ve Çimento fabrikasının tozu ise eşantiyon olarak duruyor. Kentin tek su kaynağı olan bölgenin tamamını çok katlı imara açmak o gün için nasıl yanlışsa, 85 dönümlük Tariş alanını “REKREASYON ALANI” olmaktan çıkarıp konut alanı yapmak nasıl yanlışsa bugün kentin “kent içi mastır ulaşım planını” yapmadan küçücük otoparkı istasyon caddesine yapmak ve kavşak problemi, araç yoğunluğu hesaplanmadan otogarı oraya yapmak o kadar kente ihanettir. Bakın borçlanarak altyapı yapıyorsunuz ama “ARITMA TESİSİ” yapamadan bunları yapmanız halkı kandırmaktır. Büyük Menderes'e bıraktığınız her evsel atık bu toprakların yok olmasına neden olmaktadır. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi davranmanız ise tam bir yüzsüzlük örneğidir. 1.5 milyarlık bütçeyi sadece personel harcamaları, araç giderleri ve reklam işleriniz için kullanmanız ise halka yaptığınız çok büyük saygısızlıktır. 9 Yıllık süreçte tek yatırım yapmayan Büyükşehir sadece söz verdiklerini yapsaydı bugün bazı sorunlar çözülürdü. Bakın Kültür Merkezi yapmayan Büyükşehir, kitapevi açılışında gövde gösterisi yapmaya kalkıyor. O tarafı ise ayrı garabet. Kentin yetiştirdiği o kadar insan varken popüler kültürün yarattığı ve egemenlerin tarihini aktaran bir adamın adının verilmesi günümüzün hastalığıdır. İşçi Bulma kurumuna ait 22 dönümlük alanın satışa çıkarılması umarım Söke’deki sivil toplum örgütlerini harekete geçirir de; Büyükşehir belediyesine baskın yaptırıp burayı almasını sağlarlar. Burası da inşaata teslim edilmemeli, Büyükşehir burada kent insanının kullanımına sunacağı bir proje yapar. Burası "Sosyal Donatı Alanı" olarak kent için önemli bir durumdadır. Burası Büyükşehir bütçesiyle alınıp, kent halkının kullanımına mutlaka sunulmalıdır. Ayrıca Devlet yatırımları bakımından yoksun bırakılan kentin başta Lise ve Öğretmenevi olmak üzere, Kaymakamlık binası, Emniyet müdürlüğü, Sanayi sitesinin kent dışına taşınması, Askeri alanın boşaltılması, Organize sanayi bölgesinin arıtmasının yapılması, spor kompleksi, gençlik merkezi gibi büyük yatırımları getirmesini bekliyoruz. Söke Çayı hikayesi ise tam fiyasko olarak hafızamızda çok taze durmaktadır. Kısacası tüm bunları yapabilecek insanlar ve yapılar kent halkı tarafından öne çıkarılmalıdır. Bilimin ışığında belli bir metodoloji ve kurumsal yapılarla bu kent bunları rahatlıkla aşabilir ama önce taşra kafasındaki siyasetçi artıklarından ve bezirganlarından kurtulmayı bilmesi gerekir. Üçüncü sınıf yöneticilerle bu yapı böyle sürer gider ve kentin karanlık dönemi devam eder. Saygılarımla…                                                                  TURGUT TÜRKOĞLU.           27.01.2023
Ekleme Tarihi: 27 Ocak 2023 - Cuma

TURGUT TÜRKOĞLU KENTİN GÜNDEMİNİ YAZDI

"KENTİN İÇİNDEN ÇIKILMAZ BİR HAL ALAN SORUNLARININ ÇÖZÜMÜ İÇİN, ACİLEN BİR KENT ÇALIŞTAYI TOPLANMALI"

Yaşam koşulları o kadar ağırlaştı ki, insanlar günlük koşuşturmacanın içinde savrulup duruyorlar. Yaşamım boyunca böyle bir dönemin benzerini 70’li yılların ikinci yarısında görmüştüm. Demirel dönemiydi, MC hükümetleri iktidarda, Arjantin de Amerika tarafından denenen adına "Eşel Mobil" dedikleri garabet bir sistem yurdumuzda da uygulamaya konulmak istendi. Dönemin örgütlü toplumları sisteme karşı gelince uygulama yürürlükten kaldırıldı. Ama daha sonra 24 Ocak kararları ile daha ağır bir sistem ve devamında 12 Eylül ile karanlık bir döneme geçildi. Kent o dönemde de tıpkı bugün gibi sisli, puslu bir havaya bürünmüş ve gelecek kaygıları taşımaya başlamıştı. Bugün ekonomik sıkıntılar, kentleşmenin getirdiği problemler, yetersiz yatırımlar, çözüm üretemeyen yöneticiler kentin geleceğe olan umutlarını yitirmesine neden oluyor. 

Sorunlarımız o kadar yoğun ki, nereden başlasak diğer taraf daha ağır basıyor. Tüm bunların konuşulacağı bir “KENT ÇALIŞTAYI”nın acil olarak toplanmasında yarar vardır. Bakın yeni bir “KENT PLANLAMASI” kapımızda beklemektedir. Yeni imara açılan tren yolundan çay kenarına kadar olan ve çevre yolundan 400 metre aşağıya dek planlanan bu bölgenin altyapıyla ilgili hiçbir problemi çözülmemişken ne kadar sağlıklı bir kentleşme olur siz karar verin. Organize sanayinin arıtması yapılmadan, Büyükşehir kent arıtmasını büyütüp geliştirmeden bu bölgenin imar planlaması felaket olur. Hele kentin içinden geçen 2 tane fay hattımız mevcut iken bu işler nasıl çözülür, anlamış değilim. Organize sanayinin yaydığı kokular ve Çimento fabrikasının tozu ise eşantiyon olarak duruyor.

Kentin tek su kaynağı olan bölgenin tamamını çok katlı imara açmak o gün için nasıl yanlışsa, 85 dönümlük Tariş alanını “REKREASYON ALANI” olmaktan çıkarıp konut alanı yapmak nasıl yanlışsa bugün kentin “kent içi mastır ulaşım planını” yapmadan küçücük otoparkı istasyon caddesine yapmak ve kavşak problemi, araç yoğunluğu hesaplanmadan otogarı oraya yapmak o kadar kente ihanettir.

Bakın borçlanarak altyapı yapıyorsunuz ama “ARITMA TESİSİ” yapamadan bunları yapmanız halkı kandırmaktır. Büyük Menderes'e bıraktığınız her evsel atık bu toprakların yok olmasına neden olmaktadır. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi davranmanız ise tam bir yüzsüzlük örneğidir. 1.5 milyarlık bütçeyi sadece personel harcamaları, araç giderleri ve reklam işleriniz için kullanmanız ise halka yaptığınız çok büyük saygısızlıktır. 9 Yıllık süreçte tek yatırım yapmayan Büyükşehir sadece söz verdiklerini yapsaydı bugün bazı sorunlar çözülürdü. Bakın Kültür Merkezi yapmayan Büyükşehir, kitapevi açılışında gövde gösterisi yapmaya kalkıyor. O tarafı ise ayrı garabet. Kentin yetiştirdiği o kadar insan varken popüler kültürün yarattığı ve egemenlerin tarihini aktaran bir adamın adının verilmesi günümüzün hastalığıdır.

İşçi Bulma kurumuna ait 22 dönümlük alanın satışa çıkarılması umarım Söke’deki sivil toplum örgütlerini harekete geçirir de; Büyükşehir belediyesine baskın yaptırıp burayı almasını sağlarlar. Burası da inşaata teslim edilmemeli, Büyükşehir burada kent insanının kullanımına sunacağı bir proje yapar. Burası "Sosyal Donatı Alanı" olarak kent için önemli bir durumdadır. Burası Büyükşehir bütçesiyle alınıp, kent halkının kullanımına mutlaka sunulmalıdır.

Ayrıca Devlet yatırımları bakımından yoksun bırakılan kentin başta Lise ve Öğretmenevi olmak üzere, Kaymakamlık binası, Emniyet müdürlüğü, Sanayi sitesinin kent dışına taşınması, Askeri alanın boşaltılması, Organize sanayi bölgesinin arıtmasının yapılması, spor kompleksi, gençlik merkezi gibi büyük yatırımları getirmesini bekliyoruz. Söke Çayı hikayesi ise tam fiyasko olarak hafızamızda çok taze durmaktadır.

Kısacası tüm bunları yapabilecek insanlar ve yapılar kent halkı tarafından öne çıkarılmalıdır. Bilimin ışığında belli bir metodoloji ve kurumsal yapılarla bu kent bunları rahatlıkla aşabilir ama önce taşra kafasındaki siyasetçi artıklarından ve bezirganlarından kurtulmayı bilmesi gerekir. Üçüncü sınıf yöneticilerle bu yapı böyle sürer gider ve kentin karanlık dönemi devam eder.

Saygılarımla…                                                                 

TURGUT TÜRKOĞLU.           27.01.2023

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sokeolay.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.