Tesadüf, kelime anlamına bakıldığında rast geliş, rastlantı veya rastlayış” yani zamanda bir noktada karşılaşma kısacası. Bu bazen bir insan, bazen bir olay bazen bir düzlem…
Hayatın sadece bir gününü düşündüğümüzde, karşımıza çıkan insanlar, evrenden bize ulaştırılan mesajlar, duyabildiklerimiz, duymaya çalıştıklarımız, belki kaçan otobüsün arkasından bakışlarımız, belki geç kaldığımız ve binemediğimiz uçağın düşmesinden kurtuluşumuz, çok istediğimiz halde gidemediğimiz o tatil. Daha hoş bir karşılaşmadan bahsedelim ya da. Aşka ilk tesadüf ettiğiniz andan mesela..
Sizce bunların hepsinin bir açıklaması yok mu? Ne isim vermek lazım bu yaşadıklarımıza, nasıl tanımlamak lazım olanı biteni, hayatın bizden alıp sonra farklı bir şekilde bize verdiklerini.
Hayatımız aslında akışta hiç de dikkat etmediğimiz binlerce “sihir” yani tesadüfle doludur. Önemli olan bizlerin o karşılaşmalara ne anlamlar yüklediğimiz ne şekilde değer verdiğimiz.
Tesadüfü hoş ya da kötü yapan bizde bıraktığı izlerdir. Hayalindeki kadını veya erkeği hoş bir tesadüfle hiç ummadığı anda bulan insanların yaşadıklarını ifade ederken kullandıkları kelimeler mutlulukla örülü anlamlar kazanırken; sürekli bir arada olmaktan kaçtığınız ve hatta görmek istemediğiniz o kişiyle çok sevdiğiniz insanlardan oluşan sosyal çevrede karşılaşmak ise “tesadüfün böylesi “dedirtir insana…
Hiçbir düşünce, karşılaşma, hissediş tesadüf değildir. Gün boyu karşılaştığımız en basit olay bile herhangi bir fiziksel, duygusal, ruhsal olayın tetikleyicisi olur. Farkındalığımız yükseldikçe durum ve ilişkileri yaşarken kendimizi yaşananları gözlemlerken buluruz. Yaşadıklarımıza yüksek idrakle bakmayı başardığımızda içinde bulunduğumuz durumu neden ve ne şekilde yaşadığımızı anlar, almamız gereken dersleri alır, eksikleri tamamlar yolumuza devam ederiz. Bunu yapamadığımız takdirde ise ilişki ya da duruma mahkum kalır travmatik şekilde aynı şeyleri dönüp dolaşıp yaşarken buluruz ruh ve bedenimizi.
Bazı insanlar ve bazı durumlar hayatlarımıza sadece katalizör olarak girer, değişmesi gereken şeylerin düğmesine basar ve sessizce kenara çekilir olanı biteni izler. İşte biz o an o durumların veya insanların belli bir amaca hizmet etmek, bize almamız gereken dersleri vermek, kim olduğumuzu veya olmak istediğimizi bulmamıza yardım etmek için bizimle olduklarını düşünmek isteriz. Ve işin ilginç tarafı odur ki bu insanların kim olabileceğini asla önceden kestiremezsiniz .Bazen çok tanıdık biridir tüm yaşamınızı etkileyecek olan bazen ise uzaklardan gelen bir yabancı .
Her kim olursa olsun o kader anında hayatınızın bir biçimde etkilenebileceğini bilirsiniz. Bazen de hayatınızda öyle olaylar yaşarsınız ki, ilk bakışta bu olaylar size korkunç, endişe verici, çözülemez problemler gibi gelir ancak fırtınanın dinmesiyle kara görünür, üstü örtülen olaylar açığa çıkar, flu görüntüler netleşir ve siz aslında bazı şeyleri büyüttüğünüzü fark eder ve kolayca üstesinden gelmiş olmanın mutluluğunu yaşarsınız .Buradaki tesadüfünüz ise, kötü şeylerin üstesinden gelmeyi arzularınız ve cesaretinizle yenebilmeyi öğrenmiş olmanızdır. Dolayısıyla her olayın bir gerçekleşme nedeni vardır hiçbir şey tesadüfen kötü ya da iyi şans nedeniyle gerçekleşmez .İster olaylar,ister hastalıklar ,ister ilişkiler olsun bazı küçük testlerden geçmez ise onların iyi yada kötü olduğunu anlama şansımız da olmaz .
Hiçbir riski almadan sadece tek yöne gittiğiniz engebesiz o yol güvenli ve rahat olabilir ancak bir o kadar da boş ve amaçsızdır. Yaşamınızı, başarılarınızı, düşüncelerinizi etkileyen olaylar ve insanlar sizin hayattaki sihirlerinizdir Onlarla kimliğinizi ve benliğinizi oluşturur onlarla engelleri aşar yol alırsınız. Evet belki biraz yorulur, kırılır, incinirsiniz kimi yerde ama amaçsızlığın sizde bırakacağı tahribatlardan daha azdır etkisi.
Toparlamak gerekirse, hayatımızdaki “tesadüfler” bizler için çizilmiş çizgilerin yön değiştirdiği, hatta yönleri belirleyenler olarak da nitelendirilebilir. Yaşadığımız olaylar karşısında birçoğumuz “sadece tesadüf “der geçeriz. Oysaki daha yakından bakmamız gerekir. Çünkü tüm bu karşılaşma olasılıklarının hazırlanması çok büyük olasılık değerleri gerektirir. Sadece bir olasılık için bile saatler, mekanlar, akışlar, diğer insanlar, olaylar ayarlanmalıdır. Ne demiş ünlü düşünür Sokrates “Tesadüf diye bir şey yoktur. Kainatta Tesadüfe tesadüf edilmez “
Evrenin her birimize güzel sürprizler hazırlaması dileğiyle, bir sonraki makalemde görüşmek dileğiyle sevgiyle kalın..
Kezban Selçuk