Anasayfa
Yazarlar
Turgut Türkoğlu
Yazı Detayı
Bu yazı 1149+ kez okundu.
SÖKE'DE ARTAN DUYARSIZLIK HALKI ÇİLEDEN ÇIKARMAYA BAŞLADI
KENTİN ÇEVRE SORUNLARI
Geçtiğimiz yıllarda sadece kent içi çevre sorunları ve çarpık kentleşme sorunları konuşurken bugün geldiğimiz noktada çok daha ciddi ve çok daha tehlikeli durumları konuşur olduk. Ama yerel yönetim kadrolarının bu konulardaki duyarsızlıkları toplumu adeta çileden çıkarmaya götürüyor. Özellikle OSB ve Çimento fabrikasının durumu tam bir rezalet olmuş durumda. İşin garip tarafı bu yapıların yetkili yapılara teşvik primi verdiği duyumları toplumda derin yaralar oluşturmakta. Bu durumlar hoş olmadığı gibi kentin Havasını, Toprağını, Suyunu zehirlemeleri, gıda güvenliğini ve tarımsal üretimi tehlikeye atmaları affedilemez. Kent konseyi bu konuda bir çalışma yapıp, üniversiteyle birlikte hazırlanacak raporları Belediye Meclisine götürmelidir.
SORUNLARIMIZ :
1. ÇİMENTO FABRİKASI: Kentin şu anda görünen en büyük çevre sorunlarının başında bu yapı geliyor. AB Ülkeleri çimento fabrikalarını çevreye ve insan sağlığına zarar verdiğinden dolayı AB sınırları dahilinde yasakladı. Bizim gibi az gelişmiş ülkelere bu üretimi teşvik etti. Bugün bu fabrikanın üretimi günlük 30.000 ton civarında iken, kapasite artışı ve yeni fırın üretimi planlanmaktadır. 2 Adet kalker ocağı ve 2 Adet kil ocağı ise doğayı yok etmektedir. Ayrıca kentin girişinde ana arterin üstüne üretim bandı koymuş olmaları affedilemez bir durumdur. Yıllık yaklaşık 1.500.000 milyon ton kömür tüketimi ise halk sağlığı açısından tam bir felakettir. Denetlenemez bu durum kent yönetimi tarafından adeta seyredilmekte olup, verdiği zararlarla ilgili hiçbir önlem alınmamaktadır.
2. OSB VE ARITMA TESİSLERİ: Bu bölge için çalışmalara başladığında Tarıma Dayalı İhtisas OSB olsun diye adeta yalvardık ama yerel yönetimlerde bulunan ve OSB yönetimini oluşturan kent aymazları burayı adeta peşkeş çektiler. Bugün sadece arıtmanın yapılması yaklaşık 300 milyon TL civarında bir rakama mal olacaktır. Kipaş, Qua seramik, balık yemi fabrikaları, enerji üretimi atıklarıyla bu kenti adeta çöplüğe çevirmektedirler. Bakın sadece kağıt fabrikasının günlük su tüketimi günde 22.000 metreküp. Arıtma olmadığı için tüm atıklarını menderese göndermektedir. Bu konunun ivedilikle çözülmesi gerekmektedir. Yayılan koku, salınan duma , toksit gazlar Söke ve çevresi için alarm verdirmektedir.
3. MENDERESİN KİRLİLİĞİ: Su Çıkandan Kafaya kadar yaklaşık 590 km boyunca her türlü kirliliğe mahsur kalan menderes son noktada 450 bin dönümlük Söke ovasında tüm zehrini boşaltmaktadır. Bu akarsuya pisliğini boşaltan tüm belediyeler denetim altına alınmalı burası korunmalıdır. Kadim medeniyetlerin yaşadığı bu topraklar bu akarsu sayesinde günümüze kadar ulaşmıştır. Bu kesinlikle unutulmalıdır.
4. LATMOS / MADENLER : Yaşam alanlarımızı tehdit eden bu yapıya bir an önce son verilmelidir. Bölgemizde şu an yaklaşık 8 adet feldisfat madeni , 6 adet kalker madeni , 2 adet kil ocağı , 4 adet kömür madeni sahası faaliyet göstermektedir. Bunlara ilave 4 maden sahası başvurusu daha sıra beklemektedir. Bu sürdürülemez durumun bir an önce önüne geçilmelidir. Dünyada zeytin yağı konusunda kalite bakımından çok yüksek değere sahip zeytin alanlarımız daha da önemlisi yaşam alanlarımız tehdit altındadır.
5. TARIMSAL İLAÇLAR : Her geçen gün artan tarımsal ilaç tüketimi adeta ovayı yaşanmaz hale getirmiştir. Bugün ovada kuş çeşitleri başta olmak üzere yaban hayatın tüm canlıları atılan zirai ilaçlarla yok olmaktadır. Sürdürülebilir tarım uygulamalarına geçilmezse bu durum önümüzdeki süreçte çok sıkıntılar oluşturacaktır. Kuşların sağladığı doğal taşımalar olmazsa ürün çeşitliliği yok olacaktır. Arılar bundan büyük ölçüde etkilenecektir.
6. BAFA GÖLÜ : Geçmişte kırsal mahallerin geçim kaynağı olan bu göl adeta bugün çamur deryasına dönüşmüştür. Suyun bu kadar değerli olduğu günümüzde burası tekrar temizlenerek ve önüne gerekli arıtma tesisleri yapılmak suretiyle halkın yararına sunulmalıdır.
7. KARİNA LAGÜNÜ : Bu doğa harikası yapı üniversitenin hazırlayacağı proje ile yeniden bölge halkının kullanımına sunulmalıdır. Böyle bir yapı bölgenin turizm potansiyelinin gelişimi açısından çok önemlidir. Doğanbey, Tuzburgazı, Güllübahçe buradan çok yarar sağlayabilir.
8. ARITMA TESİSLERİ, İÇME SUYU, HAVA KALİTESİ, TOPRAK DEĞERLERİ :
Kentin ana arıtma tesisi bir an önce yenisi yapılmak suretiyle kent bu ayıptan kurtulmalıdır. Biyolojik arıtma tesisi yapılırken, Katı atık değerlendirme projesi de hayata geçirilmelidir. Kırsal mahallerin paket arıtma sistemleri artık devreye alınmalıdır. Sazlı, Bağarası, Yenidoğan, Savuca, Sarıkemer, Güllübahçe ve Atburgazı beklemektedir. İçme suyu konusu daha büyük problem oluşturmaktadır. 28 Adet kuyu yeterli gelmemektedir. Boynak suyu mutlaka devreye alınmalı bu proje hayata geçirilmelidir. Kentin sulak alanları inşaata kapatılmalı, yağmur suyu hasadı mutlaka yapılmalıdır. Hava kalitesini kontrol amacıyla başta çimento fabrikası civarı ve OSB içine kontrol istasyonları konulmalıdır. Bu denetimleri yapacak üniversite ve çevre sağlık birimleri oluşturulmalıdır. Ayrıca başta ziraat odası ve borsası olmak üzere toprak analizleri sıkça yapılmalı, sürdürülebilir tarım için gerekli önlemler alınmalıdır.
Bu konular üzerinde çalışmalara bir an önce başlanılmalı, Kent konseyi başta olmak üzere üniversite ve demokratik kitle örgütleri paydaşları bir araya getirmelidir. Bu kent bizim yaşam alanımız olduğu unutulmamalıdır.
TURGUT TÜRKOĞLU
Ekleme
Tarihi: 26 Ağustos 2024 - Pazartesi
SÖKE'DE ARTAN DUYARSIZLIK HALKI ÇİLEDEN ÇIKARMAYA BAŞLADI
KENTİN ÇEVRE SORUNLARI
Geçtiğimiz yıllarda sadece kent içi çevre sorunları ve çarpık kentleşme sorunları konuşurken bugün geldiğimiz noktada çok daha ciddi ve çok daha tehlikeli durumları konuşur olduk. Ama yerel yönetim kadrolarının bu konulardaki duyarsızlıkları toplumu adeta çileden çıkarmaya götürüyor. Özellikle OSB ve Çimento fabrikasının durumu tam bir rezalet olmuş durumda. İşin garip tarafı bu yapıların yetkili yapılara teşvik primi verdiği duyumları toplumda derin yaralar oluşturmakta. Bu durumlar hoş olmadığı gibi kentin Havasını, Toprağını, Suyunu zehirlemeleri, gıda güvenliğini ve tarımsal üretimi tehlikeye atmaları affedilemez. Kent konseyi bu konuda bir çalışma yapıp, üniversiteyle birlikte hazırlanacak raporları Belediye Meclisine götürmelidir.
SORUNLARIMIZ :
1. ÇİMENTO FABRİKASI: Kentin şu anda görünen en büyük çevre sorunlarının başında bu yapı geliyor. AB Ülkeleri çimento fabrikalarını çevreye ve insan sağlığına zarar verdiğinden dolayı AB sınırları dahilinde yasakladı. Bizim gibi az gelişmiş ülkelere bu üretimi teşvik etti. Bugün bu fabrikanın üretimi günlük 30.000 ton civarında iken, kapasite artışı ve yeni fırın üretimi planlanmaktadır. 2 Adet kalker ocağı ve 2 Adet kil ocağı ise doğayı yok etmektedir. Ayrıca kentin girişinde ana arterin üstüne üretim bandı koymuş olmaları affedilemez bir durumdur. Yıllık yaklaşık 1.500.000 milyon ton kömür tüketimi ise halk sağlığı açısından tam bir felakettir. Denetlenemez bu durum kent yönetimi tarafından adeta seyredilmekte olup, verdiği zararlarla ilgili hiçbir önlem alınmamaktadır.
2. OSB VE ARITMA TESİSLERİ: Bu bölge için çalışmalara başladığında Tarıma Dayalı İhtisas OSB olsun diye adeta yalvardık ama yerel yönetimlerde bulunan ve OSB yönetimini oluşturan kent aymazları burayı adeta peşkeş çektiler. Bugün sadece arıtmanın yapılması yaklaşık 300 milyon TL civarında bir rakama mal olacaktır. Kipaş, Qua seramik, balık yemi fabrikaları, enerji üretimi atıklarıyla bu kenti adeta çöplüğe çevirmektedirler. Bakın sadece kağıt fabrikasının günlük su tüketimi günde 22.000 metreküp. Arıtma olmadığı için tüm atıklarını menderese göndermektedir. Bu konunun ivedilikle çözülmesi gerekmektedir. Yayılan koku, salınan duma , toksit gazlar Söke ve çevresi için alarm verdirmektedir.
3. MENDERESİN KİRLİLİĞİ: Su Çıkandan Kafaya kadar yaklaşık 590 km boyunca her türlü kirliliğe mahsur kalan menderes son noktada 450 bin dönümlük Söke ovasında tüm zehrini boşaltmaktadır. Bu akarsuya pisliğini boşaltan tüm belediyeler denetim altına alınmalı burası korunmalıdır. Kadim medeniyetlerin yaşadığı bu topraklar bu akarsu sayesinde günümüze kadar ulaşmıştır. Bu kesinlikle unutulmalıdır.
4. LATMOS / MADENLER : Yaşam alanlarımızı tehdit eden bu yapıya bir an önce son verilmelidir. Bölgemizde şu an yaklaşık 8 adet feldisfat madeni , 6 adet kalker madeni , 2 adet kil ocağı , 4 adet kömür madeni sahası faaliyet göstermektedir. Bunlara ilave 4 maden sahası başvurusu daha sıra beklemektedir. Bu sürdürülemez durumun bir an önce önüne geçilmelidir. Dünyada zeytin yağı konusunda kalite bakımından çok yüksek değere sahip zeytin alanlarımız daha da önemlisi yaşam alanlarımız tehdit altındadır.
5. TARIMSAL İLAÇLAR : Her geçen gün artan tarımsal ilaç tüketimi adeta ovayı yaşanmaz hale getirmiştir. Bugün ovada kuş çeşitleri başta olmak üzere yaban hayatın tüm canlıları atılan zirai ilaçlarla yok olmaktadır. Sürdürülebilir tarım uygulamalarına geçilmezse bu durum önümüzdeki süreçte çok sıkıntılar oluşturacaktır. Kuşların sağladığı doğal taşımalar olmazsa ürün çeşitliliği yok olacaktır. Arılar bundan büyük ölçüde etkilenecektir.
6. BAFA GÖLÜ : Geçmişte kırsal mahallerin geçim kaynağı olan bu göl adeta bugün çamur deryasına dönüşmüştür. Suyun bu kadar değerli olduğu günümüzde burası tekrar temizlenerek ve önüne gerekli arıtma tesisleri yapılmak suretiyle halkın yararına sunulmalıdır.
7. KARİNA LAGÜNÜ : Bu doğa harikası yapı üniversitenin hazırlayacağı proje ile yeniden bölge halkının kullanımına sunulmalıdır. Böyle bir yapı bölgenin turizm potansiyelinin gelişimi açısından çok önemlidir. Doğanbey, Tuzburgazı, Güllübahçe buradan çok yarar sağlayabilir.
8. ARITMA TESİSLERİ, İÇME SUYU, HAVA KALİTESİ, TOPRAK DEĞERLERİ :
Kentin ana arıtma tesisi bir an önce yenisi yapılmak suretiyle kent bu ayıptan kurtulmalıdır. Biyolojik arıtma tesisi yapılırken, Katı atık değerlendirme projesi de hayata geçirilmelidir. Kırsal mahallerin paket arıtma sistemleri artık devreye alınmalıdır. Sazlı, Bağarası, Yenidoğan, Savuca, Sarıkemer, Güllübahçe ve Atburgazı beklemektedir. İçme suyu konusu daha büyük problem oluşturmaktadır. 28 Adet kuyu yeterli gelmemektedir. Boynak suyu mutlaka devreye alınmalı bu proje hayata geçirilmelidir. Kentin sulak alanları inşaata kapatılmalı, yağmur suyu hasadı mutlaka yapılmalıdır. Hava kalitesini kontrol amacıyla başta çimento fabrikası civarı ve OSB içine kontrol istasyonları konulmalıdır. Bu denetimleri yapacak üniversite ve çevre sağlık birimleri oluşturulmalıdır. Ayrıca başta ziraat odası ve borsası olmak üzere toprak analizleri sıkça yapılmalı, sürdürülebilir tarım için gerekli önlemler alınmalıdır.
Bu konular üzerinde çalışmalara bir an önce başlanılmalı, Kent konseyi başta olmak üzere üniversite ve demokratik kitle örgütleri paydaşları bir araya getirmelidir. Bu kent bizim yaşam alanımız olduğu unutulmamalıdır.
TURGUT TÜRKOĞLU
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.