Kentin gelecek beş yılını belirleyecek olan bu seçimler bana göre büyük önem taşımaktadır. Son yirmi yıllık dönemde kentte iktidar olanlar, yönetemedikleri kenti bitmeyen projeleri ve borç sarmalı içinde bırakmaktadırlar. Sattıkları mülkler ise bu işin cabası olarak durmaktadır. Kentin mülklerinin tapusunun hala Büyükşehirde olması ise gelecekte yaşanacaklar için ürkütücüdür. Böyle vahim bir tabloya rağmen aday olmaları ise ayrı bir garabettir. Bakın projeleri için büyükşehir’e verilen yerlerin mülkiyeti bile sorun olacaktır. Çarşamba Pazar yerinin mülkiyeti hala Söke Belediyesine dönmüş değildir. Tariş’in alanı, Eski zirai donatım yeri bitmeyen projeler olarak durmaktadır. Garaj zaten unutuldu, yerine ne yapılacağı ise meçhule kalmaktadır. Koca merkez boşalınca oradaki esnafın durumu ne olacak, bilen var mı? Kenti yönetemiyorsunuz dediğimiz de bu arkadaşlar belki kızıyorlar ama yapacak bir şey yok.
Borçlarla ilgili bir şeyler söylemek gerekirse, bu devlete olan yaklaşık 500 milyon civarındaki borçla ilgili bugüne kadar ne iktidardan, ne muhalefetten tek cümle duyulmadı. Sözde şeffaf olması gerekenler nedense bu konuda hem fikir olmuş durumdalar. Beyler utanmayın açıklayın bu borçları Söke halkı da bilsin. Sadece bu yıl bütçe açığınızla birlikte bu borcun üstüne en az 100 milyon daha gelecek. Ek bütçeden hariç diyorum. Son beş yılda sattığınız mülklerin parası ise cabası durumunda. Yeni dönem de satmayı planladıklarınız hariç, bunun sonu nereye varır bilen yok. Bu konularda gördüğüm kadarıyla bir çalışmada yok. Son 10 yıllık dönem de mecliste görev alan herkes bu konuda sorumludur. Kent halkına hesap vermelidirler. Fazla personel durumu ise düzelmesi gereken bir başka sıkıntılı durumdur. Kara delik LİMA A.Ş. ise tam bir açmazdır. Oranın durumu, bilançoları nedense sır gibi saklanmakta ve ticari sır statüsünde işlem görmektedir. Tam bir arpalığa dönüşmüş ve kokuşmuş bu yapı mutlaka açıklanmalıdır.
Burada meclis üyelerine birkaç söz söylemeden geçemeyeceğim, tarihin en kötü meclis yönetimi oluşmuş ve kenti adeta hallaç pamuğu gibi atmışlardır. Çocuklarına iş yaratmak için atmadığı takla kalanlardan, taşra kurnazına kadar ne ararsan bu dönem bir araya gelmiştir. Umarım yeni dönemde hiçbirini bu kent bir daha seçmez. Adam meclise gelmiş eline bütçeyi versen okuyamaz ama seçilmiş gelmiş. Umarım siyasi partiler biraz daha seçici davranırlar. Halkımızı rencide eden kişileri meclise yollamazlar.
Gelelim seçimin aritmetiğine, burada yeni yapılan vekillik seçimleri büyük oran da kıstas alınır. Ancak adayın yerel olması, kadroları, parti örgütü, kampanyası, bütçesi, yönetme iddiası, projeleri ve kentin sosyolojisini bilmesi çok önemlidir. Kenti tanımayan bir aday baştan mağluptur, nereye götürseniz sırıtır bu böyle biline.. Bakın kentte 95 bin seçmen vardır. Bunun yaklaşık 10 bini bu seçimlerde oy kullanmaz. Kalan 85 bin oyun 12 bin 500 ‘ü İYİ Parti’nin, 12 bin 500’ü DEM Parti’nin olur. Kalan 60 bin oyun 25 bin civarında CHP alır, 30 bin civarında MHP- AK Parti ittifakının olur, kalan 5 bin oy da küçük partilerin olur. Meclis dağılımına gelince ise 4 İyi Parti , 4 Dem Parti , 8 CHP ve 15 MHP-Ak Parti ittifakının olur. Bunlar benim son seçim sonuçları ve partilerin durumları değerlendirdiğimde çıkardığım öngörülerimdir.
Büyükşehirde ise, durum daha vahimdir, orada hiçbir şekilde halka hesap vermeyen bir yönetim bence bu seçimi kaybetmeye mahkumdur. Yandaş bankamatikler, borçlar , yönetilemeyen bir kent ve kayıp 10 yıl , tam bir faciadır. Son seçim sonuçları ışığında Özlem Hanımın süreci nihayet dolmuş gözüküyor. Başta Efeler’de yaşananlar olmak üzere , Nazilli , Söke , Didim ve Kuşadası’nda adaylar üzerinde yaşananlar çok büyük sıkıntı yaratmaktadır. Dağılan örgüt yapısı bu süre içinde toparlanma ihtimali göstermemektedir. Hayatında 15 bin oyu bir arada görmemiş bir il başkanının böyle büyük ve dağılmış bir örgüte hakim olmasını beklemek hayal olur. Belediye çalışanlarından örgüt yönetimleri oluşturmak, meclis üyelerini Özlem Hanımın belirleyecek olması ise ayrı garabettir.
Görünen o ki yeni bir dönemin ışığında kent yurttaşları gerekeni yapacaktır. Yoksa kayıp bir beş yıl daha çekilemez. Halkın önüne bu adayları koyanlara ise ne demeli bilemiyorum. 60 Kişi Ankara da oturup kentin geleceğine karar vermek iğrenç bir durumdur. Buna demokrasi diyenlere ise Hadi oradan derim.
Saygılarımla...
TURGUT TÜRKOĞLU