Kent yönetimi ciddi iştir, yönetme iddianız olmadan yönetemezsiniz. Özellikle yerel yönetimler bilgi ister, beceri ister, insan ilişkilerinde samimiyet ister, kentin sosyolojik yapısını bilmek ister. Kısacası devlet aklıyla yönetemezsiniz. O nedenle toplum aklına ihtiyaç vardır. Yani yurttaştan yana olmak zorundasınız, çünkü bu yapının topluma hizmet üretmek için kurulduğunu bilmeniz gerek. Yurttaşın yerel yönetim karşısında yüzde 10’luk hakkı yüzde 90’nı geçmelidir.
Yerel yönetimler özerklik şartı gereği topluma ait olan parayı doğru yönetip, halka hesap vermek zorundadır. ‘Ben yaptım oldu’ mantığı, ’ben devletim hesap vermem’ mantığı artık günümüz yönetişim mantığında hükümsüzdür. Bugün yerel yönetimin kendini yeniden dizayn edip, tüm yapılarını, hizmet üretme yöntemlerini, kısacası A’dan Z’ye tüm birimlerini ve paradigmasını yeniden kurgulama zorunluluğu vardır. Kentin çok ciddi sorunların başka türlü çözme şansı yoktur. Bugünkü yapı iflas etmiştir.
650 Milyon civarında borç para ve yıllık 200 milyonu bulan bütçe açığı Söke Belediyesi’ni sürdürülemez bir noktaya götürmektedir. Sadece bu yıllık faiz miktarı 300 milyon civarında olacaktır. Kısacası satacağınız 73 parsel taşınmazdan gelecek 170 Milyon civarındaki para bütçe açığınızı bile kapatmaya yetmeyecektir. Bırakın proje yapmayı normal hizmetlerinizi bile bir süre sonra yürütemez hale geleceksiniz. Böylece yeniden mülkiyet satışına yönelecek , bu sarmalın içinde boğulacaksınız.
Bu yapıdan çıkmak için çok ciddi çalışmalar yapmak zorundasınız. Yani otobandan önceki son çıkıştasınız. Resmi personel sayınız 530 kişi iken, 900 civarında personelle çalışamazsınız. Büyükşehirin yapması gereken ilaçlama , mezarlık hizmetleri, parkların bakımı, 12 metre yolların temizliği gibi hizmetlerin bedelini almak zorundasınız. Mülkiyetini devrettiğiniz yerlerin bu kent halkına ait olduğunu unutmayın, ya bu yerlerin tapusunu geri alın yada bedellerini Büyükşehirden tahsil edin.
Lima gibi bir kara deliği revize etmezseniz bu önümüzdeki günlerde daha da büyüyecek ve çözülemez hale gelecektir. Kırsal mahalleler bugün bu yapıdan hizmet alamamaktadır. 6 Başkan yardımcısı, 3 Danışman, 21 meclis üyesi sonuç kocaman bir sıfır.
Tüm bunlardan sonra bu kent çaresiz mi derseniz hayır derim. Ama ciddi bir ekip çalışmasına ve kadrolara ihtiyaç vardır. Bugünkü mevcut kadrolarla bu işleri çözemezsiniz. Önce buna karar verilmeli, ciddi bir planlama yapılmalıdır. Deprem gerçeği önümüzdeyken, mevcut kent yapısı yetersiz iken, çevre sorunları her geçen gün artıyorken, kent yoksulluğu had safhaya ulaşmışken, kent içi ulaşımdan, okullaşmaya , sağlıktan, küçük sanayi sitelerine kadar, içme suyundan, arıtmasına dek yeniden planlanmalı ve halkın önüne topyekün bir planla ve kadroyla çıkılmalıdır.
Kent konseyi bilinçli kadroların elinde adeta bir kent parlamentosu ciddiyetinde işlev üstlenmelidir. Yerel yönetimin elinde yeni bir hizmet üretim modeli mutlaka olmalıdır. Kent 7 bölge üzerinden planlanmalı ve bu yapı "DİRENÇLİ KENT, KATILIMCI DEMOKRASİ, ŞEFFAF YÖNETİM, SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE, TEKNOLOJİK YAPI " hedeflerine götürülmelidir.
Kentin karar vermesi gereken bir başka konu ise, son dönemlerde siyasi yapıların düşük profilli siyasetçilerin elinde oyuncak olmasıdır. Artık siyasi partiler bu noktada elini taşın altına koymalı ve ciddi kadrolarla siyaset yapma yoluna gitmelidir. İşsiz güçsüz siyasi iddiası olmayan ilçe başkanları bu kente zarar vermektedir. Bir an önce bu yapıların ciddi siyasetçilerin yönetimine geçmesinde kent açısından yarar vardır. Devlet yatırımlarının kente gelmesi için bu siyasi partilerin güçlü kadrolarla yönetilmeleri zorunluluktur. Umarım, demokratik kitle örgütleri, meslek odaları, sendikalar, siyasi partiler ve yerel yönetimler kentin bu sıkıntılı süreçten çıkması için gereğini bir an önce yaparlar.
TURGUT TÜRKOĞLU